Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 584 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 28988 - Esas Yıl 2016
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalı bankadan kullandığı konut kredisi nedeniyle kendisinden haksız yere kesintiler yapıldığını ileri sürerek ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 2.200,00 TL'nin davalıdan tahsilini istemiş; bilahare talebini 2.771,64 TL olarak ıslah etmiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.1-6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 68/1. maddesine göre; dava tarihi olan 2015 yılı için değeri iki bin iki yüz Türk Lirasının altında bulunan uyuşmazlıklarda ilçe tüketici hakem heyetlerine, üç bin üç yüz Türk Lirasının altında bulunan uyuşmazlıklarda il tüketici hakem heyetlerine, büyükşehir statüsünde bulunan illerde ise iki bin iki yüz Türk Lirası ile üç bin üç yüz Türk Lirası arasındaki uyuşmazlıklarda il tüketici hakem heyetlerine başvuru zorunludur. Bu değerlerin üzerindeki uyuşmazlıklar için tüketici mahkemeleri görevli olup, tüketici hakem heyetlerine başvuru yapılamaz. Bu husus dava şartı olup, Tüketici Mahkemelerince re'sen dikkate alınması gerekir. Somut olayda davacı, davalı bankadan kullandığı kredi nedeniyle kendisinden tahsil edilen 2.771,64 TL'nin tahsilini istemiş; mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Ne var ki, dava tarihi (12.10.2015) itibariyle 2.771,64 TL miktarındaki uyuşmazlığa bakma görevinin tüketici hakem heyetlerine ait olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca mahkemece, dava değerinin 6502 sayılı yasanın 68. maddesi gereğince Tüketici Hakem Heyetine başvuruda bulunmasını zorunlu kılan miktarda olduğu ve bu miktar için mahkemeye dava açılmasının yasa gereği mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde işin esasına girilerek karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 48,00 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 24/01/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.