MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı vekili; Davalı bankanın şubesine Bilgi Edinme ve Avukatlık Kanunu kapsamında sundukları dilekçe ile, müvekkilinin davalı bankadan kullanmış olduğu krediler nedeni ile bankaya ödemiş olduğu dosya masraflarının nelerden ibaret olduğu, mahiyeti ve miktarının sorulduğunu, ancak davalı bankaca taleplerine olumlu yanıt verilmediğini, kesilen miktarın müvekkili tarafından bilinmediği için görev sınırı açısından miktarın belirli olmasının önemli olduğunu, bu durumda müvekkilinin hakkını aramasının imkansız hale geldiğini belirterek, haklı olan davalarının kabulüne ve muarazanın men'ine karar verilmesini istemiştir.Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, Dairemizin 05.12.2013 tarih ve 2013/24598 Esas, 2013/30376 Karar sayılı ilamına uyulmakla davaya Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla bakıldığı anlaşıldığından açılan davanın kabulü ile taraflar arasındaki muarazanın giderilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu uyuşmazlık taraflar arasındaki konut kredisi sözleşmesi kapsamında tahsil edilen ana para ve faiz ödemeleri dışındaki bedellerin nelerden ibaret olduğunun davacı tarafından Bilgi Edinme Kanunu çerçevesinde davalıdan talep edilmesinden kaynaklanan muarazanın menine ilişkin olup, mahkemece açılan davanın kabulü ile taraflar arasındaki muarazanın giderilmesine karar verilmiştir. Hemen belirtmek gerekir ki, açılmış bir davanın esasının incelenebilmesi bazı şartların gerçekleşmesine bağlı olup bunlara dava şartları denmektedir. Dava şartlarından bir kısmı olumlu (varlığı mutlaka gerekli), bir kısmı da olumsuz (yokluğu mutlaka gerekli) niteliktedir. Hakim, önüne gelen bir davada, dava şartlarının mevcut olup olmadığını re'sen gözetecektir. Olumlu dava şartlarından biri de 6100 sayılı HMK m.114 1/h bendinde ifade edildiği üzere davacının o davayı açmakta hukuki yararının bulunmasıdır. Açılmasında davacısı yönünden hukuki yarar bulunmayan bir dava, dava şartının yokluğu nedeniyle reddedilmelidir. Hukuki yararın varlığı koşulunun mevcut olup olmadığı, her bir davada o davaya konu olayın somut özellikleri çerçevesinde hakim tarafından değerlendirilmelidir.Davaya konu olayda,taraflar arasında düzenlenen kredi sözleşmesi iki nüsha olarak tanzim edilmiş ve sözleşmenin bir nüshası, geri ödeme planının bir sureti ve kredi kullandırım dekontu ile ilgili belgeler davacıya teslim edilmiştir. Dolayısıyla davacının ne kadar kredi kullandığı, kendisine fiilen ne kadar ödeme yapıldığı, ne miktarda ödeme yapacağı ve kullanılan kredi tutarının ne kadarının masraf ve komisyon olarak tahsil edildiği davacıya verilen bu belgelerden açıkça anlaşılmaktadır.Davacının sureti kendisinde bulunan belgeleri yeniden bankadan talep ederek muaraza yaratması hukuken korunamaz. Kaldı ki davacı tarafından haksız olarak yapıldığı iddia edilen kesintinin iadesi için miktar belirtmeksizin Tüketici Sorunları Hakem Heyetine harçsız olarak başvurulması mümkündür. Yapılan kesinti tutarına göre hakem heyetince verilen karara karşı yapılan itiraz üzerine mahkemece verilen karar kesin olacak veya tüketici hakem heyetince verilen karar Tüketici Mahkemesinde açılacak dava için delil niteliği taşıyacaktır. Bir başka anlatımla davacı yanın amacı, kredi kullanımı esnasında haksız olarak yapıldığı ileri sürülen kesintinin iadesinin sağlanmasıdır. Bu amaçla başvurulacak hukuki mercilerce öncelikle bankaca yapılan kesinti tutarının belirleneceği göz önüne alındığında davacının isteminin ayrı bir dava şeklinde ileri sürülmesinde hukuki yararı da bulunmamaktadır. O halde mahkemece, davanın reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup Bozma nedenidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 29,20 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 24/01/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.