Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5347 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 24908 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : İzmir 4. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 21/03/2013NUMARASI : 2012/390-2013/123Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, K.. mevki ...da ...parselde bulunan ... nolu bağımsız bölümü 03.03.2012 tarihli harici satış sözleşmesi ile 136.500-TL’ye davalıya sattığını ve tapusunu devrettiğini, davalının satış bedelinin 17.500-TL’sini ödemediğini, tahsili için başlatılan icra takibine de haksız itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptaline ve % 20 icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, haricen düzenlenen sözleşmenin geçersiz olduğunu, davacının sözleşmedeki yükümlülüğünü yerine getirmediğini, tapuyu kendisine devretmediğini belirterek davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş: hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 03.03.2012 tarihli harici satış sözleşmesi ile davacıya ait bağımsız bölümün 136.500-TL’ye davalıya satıldığı konusunda bir ihtilaf bulunmamaktadır. Dava konusu taşınmaz 22.03.2012 tarihinde davalının oğlu C...D.. adına tescil edilmiştir. Davacı, davalının isteği üzerine tapunun oğlu C..’e devredildiğini ancak bakiye satış bedelinin ödenmediğini ileri sürmüştür. Davalı ise tapunun kendisine devredilmediğini belirterek davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, resmi satış senedinde alının C... D.. olduğu, davacının taşınmazı davalıya satmadığı ve davalının ödeme yükümlülüğü altında bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davaya konu taşınmazın harici sözleşme ile davalıya satıldığı, ödemelerin nasıl gerçekleştirileceğinin sözleşmede ayrıntılı olarak kararlaştırıldığı ancak tapunun davalının oğlu C.. D..’a devredildiği tüm dosya kapsamı ile anlaşılmakta olup, taşınmaz satışında tapunun aile efradından birisinin üzerine yaptırılması uygulamada sıkça rastlanan bir durumdur. Hal böyle olunca davalının taşınmaz satış sözleşmesinin tarafı olduğunun ve satış bedelini ödeme yükümlüğü altına girdiğinin kabulü gerekir. Aksinin ileri sürülmesi M.K.’nun 2. maddesinde düzenlenen iyiniyet kuralları ile bağdaşmaz. Bu durumda mahkemece, davacının bakiye satış bedeli için davalıdan talepte bulunabileceği gözetilerek işin esasına girilmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken resmi senette alıcının başka birisi olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün, temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 27.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.