Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5231 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 25745 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 9. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 02/07/2013NUMARASI : 2011/52-2013/292Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARAR Davacı, hissedarı olduğu Tunceli ilindeki taşınmazlara ilişkin, Tunceli Valililiğince ödenecek zarar ziyan bedelinin tahsili için davalıya 7.04.2009 tarihli vekaletname verdiğini, daha sonra davalıyı 3.11.2009 tarihinde vekaletten azlettiğini, davalının azilnameyi 18.11.2009 tarihinde tebliğ almasına rağmen Tunceli Valiliğinden kendi hissesine düşen zarar ziyan bedelini tahsil ettiğini, ancak yapılan masraf adı altında yasal dayanağı olmadan fahiş bir bedel keserek kendisine 4313,00 TL gönderdiğini ileri sürerek, davalının aldığı bedelden hissesine düşmesi gereken bakiye 8388 TL alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, aile meclisinde alınan karar ile kendisine Tunceli’deki taşınmazlara ait zarar ziyan bedelinin tahsili için görev verildiğini, bu işle uğraştığı için işine gidemediğini maaş kaybına uğradığını masraflarının çok olduğunu,yine aile içindeki karar gereğince tahsil edilen bedelin 6 erkek çocuğa paylaştırılmasına karar verildiğini , yapılan kesintilerin haklı olduğunu ,davacının yaptığı tüm işlemlerden haberi olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalıya verdiği vekaletname ile hissesine düşen, zarar ziyan bedelinin davalı tarafından tahsil edildiği halde eksik ödendiğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır. Mahkemece esas alınan bilirkişi raporunda davacının veraset ilamındaki payı 1/16 olduğu anlaşılmış ise de taraf beyanlarından aile içindeki karar gereğince bu zararın aile içindeki 6 erkek çocuk arasında paylaştırılacağı ,davacının babasının da bu erkek çocuklardan biri olduğu, davacının babasına ½ payla mirasçı olması sebebiyle davacının zarar bedelinden hissesinin 1/12 olduğu ,6 erkek çocuk dışındaki 1/8 er paylı 2 kızın 1/8 er hisselerini geçici olarak davacı ile dava dışı hissedar M.. G...a devredilmesi sesebiyle kızlara 6000 TL ödeneceği,tapu kayıtlarına göre dava dışı mirasçı kız hissedar hissesini 10.08.2009 tarihinde davacıya tapuda sattığı,davalının maaş kaybı zararı ile ilgili dosyaya bir belge ibraz edilmemiş olsa da,davalının bu iş için harcadığı yol ve sair masrafları olduğu tahsil edilen 67.713,18 TL bedelin % 15 i olan 10.156,98 TL vekalet ücreti alacağının olduğu,davalı bu bedeli 9315,00 TL olarak mahsup ettiğinden ,davacının 1/12 payına düşen bedelin ,dava dışı kızlara ödenen 6000 TL, davalının 9315 TL vekalet ücreti mahsubundan sonra 4366,50 TL olduğu, davacıya da 7.09.2010 tarihide 4313,00 TL havale edildiğinden davacının eksik ödemeye dayalı alacak talebinin uygun olmadığına ilişkin rapor verilmiştir.Davalının ,davacı adına tahsil ettiği bedeli iade ederken aile meclisi kararı sonucu kız çocuklarının hesaba katılmayacağı, dava dışı kız mirasçılara 6000 TL ödeneceği ,iş kaybı ile ilgili 9315,00 TL maaş kaybının olduğuna dair iddiaları ile ilgili dosyada geçerli bir delili olmadığı anlaşılmaktadır.Davalının iddialarını doğrulayacak delil ibraz edilmeden afaki delilerle hüküm kurulması doğru değildir.Hal böyle olunca mahkemece davalının davacı adına vekaleten tahsil ettiği para tespit edilip bundan zorunlu masraflar çıkartılarak makul ölçüde bir vekalet ücreti hesaplanıp bu bedelden davacı hissesi hesaplanarak bakiye bedele hükmedilmesi gerekirken aksi düşüncelerle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 26.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.