Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5147 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 28948 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalı ... ile Profesyonel Futbolcu sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme kapsamında beş maç başı ücreti ile beş aylık maaş ücreti alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine icra takibi yaptığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek; icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı, davacının iddia ettiği bir alacağının bulunmadığını, davacıya 5.000 TL havale, 3.500 TL çek ve diğer ödemelerle birlikte toplam 13.900 TL ödeme yaptığını, davacının maç başı alacağının 13.275 TL olduğunu,bu duruma göre kulübün alacaklı olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.Mahkemece davanın kabulü ile, icra dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.Dava, taraflar arasında yapılan profesyonel futbolcu sözleşmesine dayalı alacağın tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, davalı yargılama aşamasında sözleşme konusu alacağa mahsuben yapıldığını ileri sürdüğü, davacıya yapılan bir kısım ödemelere ilişkin belgeler ibraz etmiştir. Mahkemece davalının yargılama aşamasında ibraz ettiği bu belgelere ilişkin olarak savunmanın genişletilmesi yasağı kapsamında bulunduğu gerekçesiyle değerlendirmeye alınmadığı anlaşılmaktadır.Davanın hangi aşamasında olursa olsun borcu sona erdiren nitelikte bir belge verilmişse, bu belge üzerinde gerekli inceleme yapılmak suretiyle bir karar verilmesi gereklidir. Başka bir ifade ile yargılama aşaması henüz tamamlanmadan ibraz edilen ve borcu itfa eden bir belgenin değerlendirmeye alınması zorunludur. Borcu söndüren ödeme def’i, davanın her aşamasında ileri sürülebileceğinden, böyle bir durumda savunmanın genişletilmesi yasağından da söz edilemez. (Bkz. HGK’nun 2005/9-546 esas, 2005/611 karar sayılı 26.10.2005 tarihli kararı) Ayrıca mahkemece yargılama kapsamında alınan bilirkişi raporunda davalının sunduğu ödeme belgelerinden 5.000 TL bedelli havale ödemesi ve davacı tarafından ödendiği kabul edilen 3.500 TL bedelli çek ödemesi ile prim ödemeleri dışında kalan ödemelerin 5.400 TL olduğu belirtilmesine rağmen, dosya içeriğinde mevcut belgeler ile bu hesaplamanın uyuşmadığı, bilirkişi raporunda hesaplamaya dahil edilen ödeme kalemlerinin denetime elverişli olacak şekilde gösterilmemesi nedeniyle nasıl hesaplandığı anlaşılamamaktadır.O halde mahkemece davalı tarafından yargılama aşamasında ibraz edilen ödeme konusu belgeler üzerinde gerekli inceleme ve değerlendirme yapılarak, mahkeme, taraflar ve yargıtay denetimine uygun yeni bir bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı olarak hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 22/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.