MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı asil ... geldi, karşı taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, .... ilçesinde zirai gübre bayii olarak faaliyet gösterdiğini, davalının turizm otelcilik işleriyle diğer yandan tarımsal üretim faaliyetlerinde bulunduğu, taraflar arasında 2009-2010 yılları arasında 28 adet veresiye makbuzu niteliğinde mal teslim ve satış sözleşmesi başlıklı belgeler karşılığında muhtelif miktar ve bedelle tarımsal gübre, ilaç ve tarımsal kimyevi maddeler alış verişi olduğunu, belgelerdeki ürünlerin satılmış olduğunu, davalının bu ürünleri davacıya ait işyerinden sigortalı olarak çalıştırdığı ... ve ... isimli şahıslar tarafından aldırdığını ileri sürerek 71.888,00 TL.nin ticari faiziyle birlikte tahsilini istemiştir. Davalı, veresiye makbuzu niteliğindeki mal teslim ve satış sözleşmesi başlıklı belgeler içeriğindeki ürünlerin alınmamış olduğunu, davacıyla böyle bir sözleşmesinin bulunmadığını, tarımsal içerikli malzemeyi kullanacağı bir tarım arazisinin bulunmadığını, davacı ile başka nam altında da hiçbir zaman ticari ilişkisi olmadığını, davacı tarafından ürünleri teslim aldığı iddia edilen ... ve ...'in kendisinin sigortalı çalışanı olmadıklarını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile,71.888,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı, veresiye fişlerine dayanarak alacak talebinde bulunmuştur. Mahkemece, davacı tarafından davalıya söz konusu malların satıldığı, davalı her ne kadar zirai faaliyette bulunmadığını belirtmiş ise de resmi kayıtlarda zirai faaliyet gösteren bir ortaklığın içerisinde bulunduğu, söz konusu mallarında davacı tarafından davalıya satıldığı, ve davalının işçileri tarafından teslim alındığı, davalının söz konusu malların bedelini ödemediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosyalardaki belgelerin incelenmesinde davalının.... ve ortaklığı adlı işletme ortaklığının bulunduğu ve alacağa konu edilen belgelerde imzası bulunan ... ve... .....'de bu ortaklığın sigortalı işçileri oldukları anlaşılmaktadır. Adi ortaklıkta, ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığından salt adi ortaklık olarak husumet ehliyeti bulunmamaktadır. Bir başka anlatımla, adi ortaklık şeklinde yürütülen iş ve işlemlerden dolayı oluşacak olan uyuşmazlıklar sonunda açılacak olan davada ortaklığı oluşturan tüm kişilerin davada taraf olarak gösterilmesi zorunludur. Mahkemece değinilen bu yön gözardı edilerek, adi ortaklığı oluşturan tüm ortakların davaya katılımı sağlanmadan yargılamaya devam edilip yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.2-Bozma nedenine göre, davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle; temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, (2) bent uyarınca davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/01/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.