Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4980 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 4938 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Ankara 10. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 22/12/2011NUMARASI : 2010/16-2011/497Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, avukat olduğunu, davalı kooperatif ile Eylül 2007 tarihinde aralarında avukatlık ve hukuki danışmanlık sözleşmesi yaptıklarını, 26.02.2009 tarihli azilname ile davalının kendisini azlettiğini, sözleşme uyarınca aylık 750,00 TL ücret ödenmesinin kararlaştırıldığını yine sözleşme gereğince sözleşme süresi sona ermeden vekalet ilişkisinin son bulması halinde sözleşme sonuna kadar ki bakiye ücretin de ödenmesinin kararlaştırıldığını, bu nedenle uzatılmış süreye göre 2009 Eylül ayına kadar ki bakiye 7x750 TL =5.250 TL ücretin ödenmediğini, takip edilen icra takipleri ve davalar nedeni ile AAÜT gereğince, 1 yıllık ücretin AAÜT’nin altında kalması nedeni ile aradaki farkın da ödenmesi gerektiğini, yine davalı vekili sıfatıyla gönderilen 8 adet ihtarname bedelinin kendisi tarafından verildiğini ancak ödenmediğini ileri sürerek, haksız azil nedeni ile dava dilekçesinde belirttiği alacak kalemlerine ve Avukatlık Kanunu 164.maddesi gereğince akti vekalet ve karşı yan vekalet ücretleri alacağına karşılık olmak üzere fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000,00 TL alacağın azil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.Davalı, azlin haklı olduğunu, davacı vekilin davalı kooperatif aleyhine hareket ederek açılan davalarda ve icra takiplerinde kooperatif aleyhine vekillik görevi yaptığını, davacıya yalnızca ücret sözleşmesinde belirlenen 750 TL lik ödemenin yapıldığını, ayrıca ücret ödenmeyeceğinin kararlaştırıldığını savunarak davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın kabulü ile 10.000,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı eldeki dava ile davalı tarafından haksız nedenle azledildiğini ileri sürerek az yukarıda belirtilen ücret kalemlerinin davalıdan tahsilini istemiş olup, davalı ise azilin haklı olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir. Davacı avukatın, vekil olarak borçları BK’nun 389 ve devam maddelerinde gösterilmiş olup, öncelikle vekilin BK.nun 390 maddesine göre müvekkiline karşı vekaleti sadakat ve özen ile ifa etmekte yükümlüdür. Vekil sadakat borcu gereği olarak müvekkilinin yararına olacak davranışlarda bulunmak, ona zarar verecek davranışlardan kaçınmak zorunluluğundadır. Şayet vekili görevini yerine getirirken gerekli özen ve dikkati göstermemiş sadakatle vekaleti ifa etmemiş ise, vekil edenin vekilini azli haklıdır. Avukatlık kanununun 174. maddesi hükmüne göre azil haklı ise avukatlık ücretinin ödenmesi gerekmez, haksız azil halinde ise ücretin tamamına avukat hak kazanır.Davalının azlin haklı olduğuna dair savunması üzerinde gerektiği şekilde durulup araştırılmamıştır. Her şeyden önce numarası bildirilen icra ve dava dosyalarının tamamı celbedilip incelenmemiş, davacının görevini yerine getirip getirmediği, bir ihmal ve kusurunun olup olmadığı hususu hükme esas alınan bilirkişi raporunda somut ve ayrıntılı olarak belirtilmemiş, mahkemece de bu yönde bir inceleme ve araştırma yapılmamıştır. Öyle olunca davacının gerekli şekilde özen ve dikkati göstererek dosyaları takip ettiği, azlin haksız olduğu yönündeki bilirkişi ve mahkemenin görüşünün doğru olup olmadığı denetlenememektedir. Hal böyle olunca mahkemece, davalının azlin haklı olduğuna dair savunmasında belirttiği tüm icra ve dava dosyalarının getirtilerek, öncelikle davacının görevini layikı ile yerine getirip getirmediği, davacının bir ihmal ve kusurunun bulunup bulunmadığı, azlin haklı olup olmadığı konusunda detaylı bir inceleme ve araştırma yapılmalı, gerektiğinde konusunda uzman bilirkişi veya kurulundan rapor alınmalı sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Mahkemece açıklanan hususlar nazara alınmadan aksi düşüncelerle ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, 2.bentte açıklanan nedenle tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 25.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.