MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalılarla Bakırköy 2. Noterliğince düzenlenen 09.03.1994 tarih ve 13280-23.03.1994-21.04.1994 tarih ve 15013-21.04.1994 tarih ve 20437 yevmiye nolu ile satış vadi sözleşmeleri ile Büyükçekmece . .. 291 ve 371 parsellerin satışı hususunda anlaştıklarını, 20.02.1995 tarihinde aynı notere giderek önceki satış vaadlerinde düzeltme yaparak sözleşmeyi Büyükçekmece ... köyü 143 ve 330 sayılı parsellere çevirdiklerini, bedeli peşin olarak ödediğini, davalıların taşınmazları 03.01.1995 tarihinde Büyükçekmece Noterliği 0215 nolu satış vaadiyle dava dışı üçüncü bir kişiye sattıklarını, karşılıklı açılan davalar sonucu taşınmazların 3. kişi adına tesçiline karar verildiğini, bu davaların 18.07.2003 tarihinde kesinleştiğini, bu nedenle Büyükçekmece Çakmaklı köyü 143 ve 330 parsel sayılı taşınmazların dava tarihindeki rayiç bedelleri üzerinden yasal faiziyle birlikte şimdilik payları müsavi olan davalıların herbirinden (50.000.00 TL) olmak üzere toplam 150.000,00 TL. nin davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalılar ... ve ... davanın reddini savunmuşlar; diğer davalıya tebligat yapıldığı halde duruşmaya gelmediği gibi savunmada da bulunmamıştır.Mahkemece, bozmaya uyularak 2.533 TL. Davalı ...'dan 2.495 TL'nin davalı .. 2.286 TL'nin davalı ...'den tahsiline, karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, davalılardan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığı taşınmazların, dava dışı üçüncü kişi lehine tapuya kayıt edildiğini ileri sürerek taşınmazların rayiç bedelinin tahsilini eldeki dava ile talep etmiştir. Mahkemece, sözleşmedeki ödenen meblağlar dikkate alınarak hüküm kurulmuş ve dairemizce; ".... davacının satış tarihinden itibaren ödediği satış bedeli, her bir ödemenin ödeme tarihinden itibaren ifanın imkansız hale geldiği tarihe kadarki çeşitli ekonomik etkenlerin (enflasyon, tüketici eşya fiyat endeksi, altın ve döviz kurlarındaki artışlar, memur maaş ve işçi ücretlerindeki artışlar vs.) ortalamaları alınmak suretiyle ulaşacağı alım gücünün, gerektiğinde bu konuda uzman bilirkişi veya kurulundan nedenlerini açıklayıcı taraf, hakim ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak belirlenmeli, bu yolla belirlenecek miktara istemle de bağlı kalınarak hükmedilmelidir" gerekçesi ile bozulmuş ve mahkemece bozmaya uyulduğu açıklandıktan sonra iki ayrı bilirkişi raporu alınmıştır. 5.8.2013 tarihli bilirkişi raporunda 21.4.1994 tarihinde ödenen 20.000.000 TL.nin 8.5.2002 tarihinde denkleştirici adalet ilkesi gereğince ulaştığı değerin 782,08 TL. Olduğu açıklandığı halde, 21.1.2014 tarihli bilirkişi kurulu raporunda, ulaştığı değerin 7.316,11 TL. olduğu açıklanmış ve mahkemece de 2. Bilirkişi raporuna göre hüküm oluşturulmuştur. Ancak her iki bilirkişi raporu birbiri ile çelişkili olup mahkemece 2. bilirkişi raporuna itibar edilmesinin nedenleri açıklanmadan ve çelişkinin nereden kaynaklandığı belirtilmeden yazılı şekilde karar verilmiştir. Mahkemece, anılan bozma kararındaki kriterlere göre açıklayıcı ve gerekçeli, taraf ve yargıtay denetimine tabi, çelişkiyi giderici nitelikte yeni bilirkişi raporu alınarak sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davalılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan 25,20 TL harcın istek halinde davalılara iadesine, 18/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.