Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 456 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 46458 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalıdan 18.01.2011 tarihinde ...bilgisayar satın aldığını, kendisine satılan bu ürünün ayıplı olduğunu, durumu satıcıya bildirdiği halde bir sonuç alamadığını, satış bedelinin iadesi için davalı aleyhine başlattığı icra takibine yapılan itirazın iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, davanın kabulü ile davalının ...İcra Müdürlüğünün 2012/6540 esas sayılı takibine vaki itirazlarının iptaline, icra takibinin aynen devamına karar verilmiş,hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Yargıtay Hukuk Genel Kurulu' nun 2009/19-109 Esas ve 2009/123 Karar sayılı ilamında değinildiği üzere, 10.04.1992 tarih, 1991-7 Esas 1992-4 Karar Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı, hâkimin tefhim etmiş olduğu kısa kararla gerekçeli kararın uyum içinde olması gerektiğini öngörmektedir. Yargı erkinin görev ve yetkisi, Anayasa ile yasaları amaçlarına uygun olarak yorumlayıp uygulamak, keza İçtihadı Birleştirme Kararlarının bağlayıcılığını gözetmekten ibarettir. Kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişkiye cevaz verilmemesinin amacı, kamunun mahkemelere olan güveninin sarsılmamasına yöneliktir. Tefhim edilen hüküm başka, gerekçeli karardaki hüküm başka ise bu durumun mahkemelere olan güveni sarsacağı tartışmasızdır. Öyle ki, İçtihadı Birleştirme Kararında bu konuya çok büyük bir önem verilmiş, çelişkinin varlığı tespit edildiği takdirde, başka hiçbir incelemeye gerek görülmeksizin ve tarafların bu konuyu temyiz sebebi yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın kararın salt bu nedenle bozulması gerektiğine işaret edilmiştir. Ayrıca 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu' nun 297. maddesinde hüküm fıkrasında nelerin yer alacağı açıklanmış; 297. maddenin 2. fıkrası ile "Hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir" hükmü getirilmiştir.Somut uyuşmazlıkta, açıklanan yasal düzenleme gözetilmeyerek Mahkemece, verilen kısa kararda “davaya konu edilen ürünün davalıya iadesine“ yazılmasına rağmen gerekçeli kararın hüküm fıkrasında bu cümleye yer verilmemiş, böylece kısa karar ile gerekçeli kararın hüküm fıkrası arasında çelişki oluşmuş, bu nedenle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu' nun 297. maddesi gereğince hükmün bozulmasını gerektirmiştir.2-Bozma nedenine göre, davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 2. bent gereğince davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan 128,70 TL harcın istek halinde iadesine, 18/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.