Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4445 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 47629 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun uyarınca zararlarının karşılanması için davalı idareye başvurduğunu, başvuru neticesinde 20.045,76-TL ödenmesine karar verildiğini, bu kapsamda davalı ile sulhname imzaladıklarını, davalı idarenin geç ödeme yapması nedeniyle gecikilen döneme ilişkin faiz alacağının tahsili için icra takibi başlattığını ancak davalı idarenin itiraz ettiğini ileri sürerek, davalının icra takibine vaki itirazının iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, 5233 sayılı kanundan doğan zararının davalı idare tarafından geç ödenmesi nedeniyle gecikilen döneme ilişkin faiz alacağının tahsili amacıyla başlattığı icra takibine vaki davalının itirazının iptali istemiyle eldeki davayı açmıştır. Mahkemece davalının sulhnamenin düzenlendiği tarihten itibaren 3 aylık sürede ödeme yapmayarak temerrüde düştüğü gerekçesiyle bu sürenin dolduğu tarih ile ödeme tarihi arasında hesaplanan yasal faiz miktarı yönünden davalının icra takibine vaki itirazının iptaline, takibin devamına karar verilmiştir. 5233 sayılı kanunun 13.maddesinde sulhnamede belirlenen zararlar, sulhnamenin imzalanmasından sonra valinin onayı üzerine ifa tarzına göre Bakanlık bütçesine bu amaçla konulan ödenekten üç ay içerisinde karşılanacağı düzenlenmiştir. 5233 sayılı kanunun 13.maddesinde belirtilen bu süre düzenleyici bir süre olup alacağı muaccel hale getirir. Ancak davalının temerrüde düşmesi için BK 101.maddesi gereğince ayrıca temerrüt ihtarı gerekir. Davacı, B.K.nun 101.maddesine göre davalıyı temerrüde düşürmemiştir. Davacı, usulünce davalıyı temerrüde düşürmediğinden işlemiş faiz yönünden icra takibinde bulunması yerinde değildir. O halde davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine 2. bentte açıklanan nedenle temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 16.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.