Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı ve davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalının 1977 yılından beri telefon abonesi olduğunu, daha önceki yıllarda çıkarılan rehberlerde adının olmasına rağmen son çıkan iki rehberde adının yer almadığını, 2000 yılından daha önce çıkarılan rehberde adının yer almaması üzerine, 2000 yılında çıkarılarak rehberde adının yer alması için gerekli başvuruda bulunduğunu ve masraf yatırdığını, ancak adının rehberde yine yer almadığını, bunun kişilik haklarına tecavüz teşkil ettiğini bildirip, 2.000.000.000 TL manevi tazminatın tahsilini istemiştir. Davalı, davacı adının rehbere yanlışlıkla "T. Taşkaya" olmasına rağmen "T. Başkaya" olarak yazıldığını, davalının bir önceki rehberde de bu şekilde yazılan adının düzeltilmesi için başvurusunun olmadığını bildirerek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece 500.000.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2- Davacı, davalının çıkardığı telefon rehberinde "Taşkaya" olan soyadının yanlış olarak "Başkaya" olarak yazılması nedeniyle, sözleşmeye aykırı davrandığından bahisle manevi tazminat isteğinde bulunmuştur. B.K. 98/2 maddesi delaletiyle haksız fiilden kaynaklanan sorumluluğa ilişkin hükümler kıyasen, akde aykırı davranış hallerinde de uygulanır. Böylece akde aykırı davranışın, B.K. 49. maddesi anlamında şahsiyet hakları hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adıyla bir miktar para ödenmesini dava edebilir. Davacının soyadının bir harfinin davalı tarafından çıkarılan rehberde yanlış yazılmasının, davalının kişilik haklarına tecavüz teşkil ettiği kabul edilemez. Üstelik davacı, bir önce çıkarılan rehberde soyadının bir harfinin aynı şekilde yanlış yazıldığı halde, bunun düzeltilmesini istediğini yazılı belge ve delil ibraz edip ispatta etmemiştir. Bu nedenle mahkemece, koşulları oluşmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: Birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 10.4.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.