Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 422 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 12524 - Esas Yıl 2006





Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.Davacı şirket davalı kurum ile aktedilen 17.2.2003 tarihli sözleşme ile davalı kurumun mensuplarına ortapedik malzemeler temin etmeyi üstlendiğini, bir yıl süre için geçerli olan sözleşmenin feshedilmediği için aynı şartlarla bir yıl daha uzadığını, sözleşme ile malzemelerin fiyatlarının tesbitinde fiyat tesbit komisyonu tarafından belirlenen listelerin esas alınacağı ve döviz cinsinden belirlenen bedellerin ameliyat tarihindeki kur üzerinden ödenmesinin kararlaştırıldığını, ancak davalı kurumun 25.3.2004 tarihli yönetim kurulu kararı ile ödemeye esas alınacak tutarın 25.3.2004 tarihli davalıca belirlenen döviz kurları esas alınarak sabitlendiği, hak sahiplerine malzeme temini halinde malzemenin döviz fiyatı ile 25.3.2004 tarihindeki döviz kuru çarpılarak bu bedelin ödeneceğinin davalıca karara bağlandığını, ayrıca diğer döviz cinsleri ile yapılan sözleşme rakamlarınında 25.3.2004 tarihindeki dolar kuruna göre sabitlendiğini, davalının bu uygulamasına vaki itirazların sonuç vermediğini, bu uygulama sonucu 27 adet fatura için 89.927.836.764 TL eksik ödemede bulunulduğunu ileri sürerek bu miktarın faiziyle birlikte davalı kurumdan tahsilini istemiştir. Davalı, yapılan uygulamanın sözleşmeye ve mevzuata uygun bulunduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davalının sözleşmenin 5. maddesini değiştirdiğini davacının bayisi olduğu firmalara ve davacınında üyesi olduğu meslek kuruluşuna bildirdiği, davacının faturalarının bu duyurulardan sonraki sarflara ilişkin olduğu, davacının sözleşmenin tek taraflı değişikliğinden haberdar olmasına rağmen itiraz etmediği ve niza çıkarmadığı, yapılan ödemeleride benimseyip ödeme esnasındada itiraz etmediği, ödemenin davalı kurumun koyduğu kurallar çerçevesinde yapılması gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı ile davalı kurum arasında imzalanan ve 17.2.2003 tarihinden itibaren bir yıl geçerli olan sözleşmenin 5. maddesinde malzemenin fiyatının tesbitinde fiyat tesbit komisyonu tarafından belirlenen fiyat listelerinin esas alınacağı, aynı maddenin b fıkrasında ise ürünün fiyatlandırılması esnasında o ürünün döviz cinsinden anlaşma fiyatının ameliyat tarihindeki TCMB döviz satış kurunun uygulanarak TL'na çevrileceği kararlaştırılmış bulunmaktadır. Ancak davalı kurumun yönetim kurulunun 25.3.2004 ve 13.5.2004 tarihli kararlarıyla sözleşmenin bu hükümlerinin değiştirilmesine karar verdiği ve bu değişikliğide müteaddit yazılarla davacının bayisi olduğu firmalara ve davacınında üyesi bulunduğu meslek kuruluşuna bildirdiği anlaşılmaktadır. Hemen belirtmek gerekirki, taraflar arasında düzenlenen sözleşme özel hukuk kurallarına tabi olup, her iki tarafada hak ve vazifeler yüklemektedir. Davalının kamu kurumu olması, özel hukuk hükümlerine tabi olan ve tarafları bağlayan sözleşme hükümlerini tek taraflı olarak değiştirilmesine olanak sağlamaz. Bir yıl için yapılan sözleşme, sözleşme uyarınca fesih hakkı kullanılmadığı için aynı şartlarla bir yıl daha uzamış olup, sözleşmedeki şartlara uygun olmak kaydıyla fesih etme hakkı bulunan davalı sözleşmeyide feshetmemiştir. Sözleşmeyi uzatan ve ayakta tutan davalının bu sözleşme hükümleri ile bağlı bulunduğunda duraksama bulunmamalıdır. Öte yandan sözleşme koşullarını değiştirdiğini davacının bayisi olduğu firmalara ve meslek kuruluşuna bildiren davalının bu değişikliği davacıyada bildirdiğine veya davacının bu değişiklikten haberdar olduğuna dair bir delilde sunulmamıştır. Kaldıki davacının bayisi olan dava dışı M…… isimli firmada davalıya yazdığı yazılarla bu uygulamaya itirazda etmiştir. Ayrıca davacının sarf ve malzemelerine ilişkin faturaları sözleşmeye uygun olarak düzenleyip davalıya verdiği gözetildiğinde davacının, davalı tarafın bu uygulamasını benimsemediğinin kabulü gereklidir. Davalı taraf fatura bedellerini davacının banka hesabına yatırdığı için davacının bu bedelleri tahsil ederken ihtirazi kayıt ileri sürme olanağı olmadığı gibi, esasen sözleşmeye aykırı şekilde ifada bulunan davalının ödemelerini kabul ederkende ihtirazi kayıt ileri sürülmeside gerekmemektedir. Az yukarıda açıklanan hususlar birlikte değerlendirildiğinde davalının uygulamasının sözleşmeye aykırı olduğunun kabulü zorunludur. Mahkemece, davalının uygulamasının sözleşmeye aykırılık taşıdığı kabul edilerek, davacının belirlenecek alacağının tahsiline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; temyiz olunan hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 22.1.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.