Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3955 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 15225 - Esas Yıl 2007





Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. Davacı davalılardan F....'a ait tapulu taşınmazları 16.03.2004 tarihinde 7.000 YTL bedel ödeyerek satın aldığını, daha sonra davalı satıcının hukuki ehliyeti olmadığı gerekçesi ile Uşak Birinci Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2004/100 esas ve 2006/27 karar sayılı ve 21.06.2006 tarihinde kesinleşen mahkeme kararı ile satış işleminin iptaline karar verildiğini, davalının hukuki ehliyetinin olmadığını bilmediğini, diğer davalıların satıcı davalının kardeşi ve vasisi olduğunu, hukuki ehliyetinin olmamasından faydalanarak satışlar yaptırıp bedelini alarak menfaat temin ettiklerini, ödediği satış bedeli olan 7.000 YTL'nin akit tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalılardan G...., satışla ilgisinin olmadığını savunmuş, vasisi H....., davacının, davalının hukuki ehliyetinin olamamasından faydalanarak değerinin oldukça altında davalıya ait üzerinde bina da bulunan taşınmazları davacının satın aldığını, karşılığında 7.000 YTL ödenmediğini, satışın mahkeme kararı ile iptal edildiğini, o halde akit tablosundaki bedelin verildiğine ilişkin soyut ifade ile bedelin alındığının kabul edilemeyeceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, davalı G.... hakkındaki davanın husumet nedeniyle reddine, satış bedeli 7.000 YTL'nin ödemenin yapıldığı 16.03.2004 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı satıcı F....'tan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı F....tarafından temyiz edilmiştir.Davalı F....'un kronik psikoz, hafif mental reterdasyon tanısı ile Uşak Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 30.06.1998 tarihli ve 1998/1208-1383 esas ve karar sayılı ilamı ile vesayet altına alındığı, yengesi H.....'nin vasi olarak atandığı ve aynı mahkemenin 03.05.2004 tarihli ve 2004/580-583 esas ve karar sayılı ilamı ile vasiliğin 2 yıl süre ile uzatıldığı, davalının vesayet altında olduğu dönemde davalıya ait tapulu taşınmazların 16.03.2004 tarihinde 7.000 YTL bedel karşılığı davacıya tapudan satıldığı, ancak vasisi eliyle 19.02.2004 tarihinde açılan tapu iptali ve tescil davası ile davalının satışın yapıldığı tarihte hukuki ehliyeti olmaması nedeniyle geçersiz satış işleminin iptaline karar verildiği ve kararın 21.06.2006 tarihinde Yargıtay'ca onanarak kesinleştiği hususları dosya kapsamından anlaşıldığı gibi, taraflar arasında da ihtilafsızdır. Davacının hakkında açılan ceza davasında ise, mahcurun heveslerini suiistimal ile onun zararına olarak satış sözleşmesi yaptırmak suçundan Uşak Birinci Asliye Ceza Mahkemesinin 2004/374-2007/553 esas ve karar sayılı ve 08.11.2007 tarihli kesinleşmemiş kararı ile TCK'nın 505. maddesi uyarınca mahkumiyetine karar verilmiştir. Davalı satıcının akit tarihinde hukuki işlem ehliyetini kaldıracak şekilde ruhsal rahatsızlığı olduğu ve bu sebeple vesayet altında olduğu, vasi tarafından açılan tapu iptali ve tescil davası ile de satışın geçersiz olması nedeniyle iptaline karar verilmiştir. Davacı geçersiz sayılan ve iptal edilen bu satış nedeniyle ödediği ve akit tablosunda da verildiği açıkça yazılı olan 7.000 YTL satış bedelinin tahsilini talep etmiştir. Davalı taraf ise, akit tablosunun iptal edildiğini, artık içeriğine itibar edilemeyeceğini, davacının ceza davasında birlikte yargılandığı ancak beraat eden diğer arkadaşları ile davalının durumunu bilerek bedel vermeden taşınmazların tapusunun alındığını, bu bedelin değerinin altında olduğu gibi F.... tarafından da alınmadığını savunmuş, vasinin ceza dosyasındaki ifadesinde ise, yalnız yaşayan F....'un evinde yeni televizyon görmeleri üzerine sorduklarında evi ve arsayı satıp karşılığında televizyon verildiğini söylediğini, satış bedelinin davalıya hiçbir şekilde ödenmediğini bildirmiştir. Mahkemece dinlenen tanık beyanları esas alınarak ödendiği kabul edilen 7.000 YTL satış bedelinin davalı kısıtlıdan tahsiline karar verilmiştir. Davalının hukuki işlem ehliyetinin olmaması nedeniyle satış işlemi MK'nın 15. maddesi hükmü uyarınca geçersizdir. Bu takdirde geçersiz sayılan satış işlemi nedeniyle verilen satış bedelinin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesi talep edilebilir. Davacı, davalının kısıtlı olduğunu bilmediğini ve tapuda da vesayet kararının işlenmediğini, bu yüzden iyiniyetli olduğunu savunmuş ise de, gerek ceza dosyasında sanık sıfatı ile verdiği 30.09.2004 tarihli ifadesinde, gerekse eldeki dava dosyasında davalının satacağı arsaya bakmaya gittiklerinde üzerinde çok katlı bina gördüğünü, bu yüzden diğer arsaya bakmaya gitmediğini, bir tuhaflık olduğunu sezerek davalıya bir rahatsızlığı olup olmadığını sorduğunu, onun da bir rahatsızlığı olmadığını bildirdiğini ifade ederek kısıtlı davalının hareketlerinden, konuşmasından şüphelendiğini bildirmiştir.Öte yandan, taşınmazların satış tarihindeki değeri 22.514 YTL olduğu halde 7.000 YTL'ye satıldığı hususu da Ceza Mahkemesince tespit edilmiş ve davacının TCK'nın 505. maddesine uygun eylemi nedeniyle mahkumiyetine karar verilmiştir. Tüm bu açıklamalar çerçevesinde, davalının iade yükümlülüğü sebepsiz zenginleşme hükümlerine tabi olmakla birlikte, esas olarak iade sorumluluğunun kapsamı elinde kalan miktarla sınırlıdır. Vasinin ceza dosyasındaki ifadesinde davalının elinde televizyon olduğu bildirilmiştir. Buna göre mahkemece, davalı kısıtlının satış bedelinden elinde kalan miktarın belirlenmesi hususunda tarafların bu konudaki delilleri toplanıp değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenle kararın davalı yararına (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20.03.2008 günü oybirliğiyle karar verildi.