Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 35630 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 29567 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalıya 13.08.2013 tarihinde vekalet verdiğini, davalının kendisine vekaleten taşınmazını sattığını kendisine düşen hisse bedelini de bankadan tahsil etmesine rağmen tahsil edilen 32.000,00 TL'yi iade etmediğini ileri sürerek bu paranın ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, davanın kabulüne, 32.000,00 TL nin banka tarafından davalıya ödendiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.1-Dava, davalının, davacı tarafından verilen vekaletname ile dava dışı bankadan tahsil ettiği hisse bedelinin tahsiline ilişkin olup, mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. 6100 sayılı HMK.nun 294.maddesi gereğince mahkeme, yargılamanın sona erdiği duruşmada hükmü vererek tefhim eder. Hükmün tefhimi her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir. HMK.nun 297/2 maddesi gereğince hükmün sonuç kısmında taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. HMK.nun 298/2 maddesi gereğince de gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak da yoktur. Kısa kararla gerekçeli kararın birbirinden farklı olması yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim olunmasına ilişkin Anayasanın 141. maddesi ile HMK.nun yukarda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca bu husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir görevdir.Somut olayda, mahkemece 32.000,00 TL nin banka tarafından davalıya ödendiği tarihten başlamak üzere yasal faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş olmakla tahsil edilen tutara hangi tarihten itibaren faiz uygulanacağı belirtilmemiştir. Hal böyle olunca, yukarıda bahsedilen mevzuat hükmü uyarınca, mahkemenin, davalıya, banka tarafından yapılan ödemenin hangi tarihte yapıldığı hususunda ilgili belgeleri getirtip, ödemenin yapıldığı tarihi saptayarak hükümde belirtmemiş olması, infazda tereddüt yaratacak niteliktedir. Karar bu yönüyle usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 546,48 TL harcın istek halinde iadesine, 07/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.