MAHKEMESİ : Gebze 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 24/11/2009NUMARASI : 2007/446-2009/483Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili avukat Ç.. K.. geldi. Karşı taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı; davalı hastanede doğum yaptığını ancak doğumdan sonra yoğun kanama nedeniyle diğer davalı doktorlar tarafından ameliyat gerçekleştirildiğini, 26/07/2007 tarihinde taburcu edildiğini ancak şikayetlerinin devam ettiğini, daha sonra kendisine zature teşhisi konulduğunu dava dışı Kocaeli Üniversitesi Araştırma ve Eğitim hastanesinde yapılan tedavisi sonucunda yapılan iki operasyonla gerekli tedavi uygulanarak taburcu edildiğini ancak halen ilaç tedavisine de devam edildiğini, davalı hastanenin ve doktorların kusurlu hizmeti neticesinde maddi ve manevi olarak zarara uğradığını ileri sürerek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 809,85 YTL maddi ve 50.000 YTL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalılar; davanın reddini dilemişlerdir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.1-Davacı, davalı hastanenin ve doktorların kusurlu hizmeti neticesinde maddi ve manevi olarak zarara uğradığını ileri sürerek tazminat istemiş, davalılar ise kusurları bulunmadığını davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır. Hemen belirtmek gerekir ki, bir davada hem usulü hem de esastan reddi gerektiren sebepler var ise davanın öncelikle usulden reddi gerekir. Bir başka deyişle görülmekte olan davada hem usulden ve hem de esastan red gerekçesi oluşturularak karar verilmesi olanaksızdır. Eldeki davada mahkemece, davacının maddi tazminat talebinin sıfat yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiş, ayrıca davacının davasını ispatlayamadığı da belirtilerek esastan da ret gerekçesi oluşturulmuştur. Oysaki az yukarıda belirtildiği gibi, öncelikle usulden ret sebebi var ise davanın bu usulü ret sebebi nedeniyle reddi gerekli olup, hem usulden hem de esastan ret kararı verilmesi usulen mümkün değildir. Mahkemece, değinilen bu yön göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenidir.2-Bozma nedenine göre, davacının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle, davacının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 24,30 TL. harcın davacıya iadesine, 10.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.