Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3240 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 28487 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARAR Davacı, davalı spor kulübü ile Profesyonel Futbolcu sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye göre 2012-2013 sezonu için; 60.000 TL garanti ücret ve 77.842,50 TL maç başı ücreti alacağı bulunduğunu ileri sürerek; şimdilik 100.000 TL'nin vade tarihlerinden itibaren yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, davalıya verilen para cezasının davacıya tebliğ edildiğini, geçerli para cezalarının davacının alacaklarından mahsup edilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece dava konusu 2012-2013 sezonuna ilişkin olarak davalının yaptığı ödemelerin mahsubu ile bakiye 62.171,40 TL davacı alacağının kaldığı tespit edilerek, para cezalarını mahsup talebine ilişkin olarak TFF statüsünün 56. maddesine göre sportif ceza kapsamında kalan para cezasına mecburi tahkim olarak Uyuşmazlık Çözüm Kuruluna başvurulması gerektiği mahkemece bu konuda değerlendirme yapılamayacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, 62.171,40 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, taraflar arasında yapılan Profesyonel futbolcu transfer sözleşmesi nedeniyle doğan davacı alacağının tahsili istemine ilişkin olup, davalı savunmasında sözleşme kapsamında davacı futbolcu hakkında para cezası uygulandığını ve bu para cezasının davacı alacağından mahsubu gerektiğini savunmuştur. 16.5.2009 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 5894 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun bu hususa ilişkin 5. maddesinde ilk derece hukuk kurulları başlığı altında Uyuşmazlık Çözüm Kurulu Disiplin kurulları, Kulüp Lisans Kurulu ve Etik Kurulunun oluşturulduğu, aynı maddenin ikinci bendinde “ İlk derece hukuk kurulları kulüp lisansı ile ilgili kararlar almaya veya bu Kanun, TFF Statüsü, TFF’nin diğer talimat ve düzenlemeleri ile diğer yetkili TFF kurul ve organları tarafından alınacak kararlara ilişkin olarak çıkacak ihtilaflarda karar vermeye münhasıran yetkilidir.”şeklinde düzenlemeye yer verilerek, ilgili kurulların görevine girecek uyuşmazlıkların nelerden ibaret olduğu konusunda açık bir düzenleme getirilmeyerek, bu düzenleme TFF ana Statüsüne bırakılmıştır. Uyuşmazlık Çözüm Kurulu’nun görev ve yetkileri Futbol Federasyonunun ana statüsünde belirlenmiştir. 5894 sayılı yasanın yürürlüğe girmesinden sonra TFF Ana statüsünün 56. maddesinde 21.7.2011 tarihinde yapılan değişiklik ile Kulüpler ve futbolcular arasındaki futbolla ilgili her türlü sözleşmeden doğan ihtilaflarda, Uyuşmazlık Çözüm Kurulu’nun mecburi tahkim ve ihtiyari tahkim şeklinde iki ayrı görevi bulunduğu, sadece sportif cezalarla yetiştirme tazminatlarına ilişkin uyuşmazlıkların Mecburi hakem olarak Uyuşmazlık Çözüm Kurulu’nda görülebileceği, diğer uyuşmazlıklarda ise Uyuşmazlık Çözüm Kurulu’nun yetkili olabilmesi için tarafların ihtilafın ortaya çıkmasından sonra Kurulun yetkisini yazılı olarak kabul etmeleri şartı getirilerek, uyuşmazlığın doğmasından sonra yazılı olarak kabul etmeleri halinde uyuşmazlık çözüm kurulunun ihtiyari tahkim sıfatıyla bakıp sonuçlandırabileceği ve bu kararlara karşı Genel Hükümler uyarınca yargı yoluna başvurulabileceği anlaşılmakta olup,TFF statüsünde yapılan bu düzenleme ile Uyuşmazlık Çözüm Kurulunun yetkisi sözleşmenin tarafları yönünden ihtiyari hale getirilmiştir. Futbol Federasyonunun Ana Statüsünün 56. Maddesinde, Uyuşmazlık Çözüm kurulunun mecburi tahkim görevi içinde bırakılan sportif cezalar Profesyonel Futbolcuların Statüsü ve Transferleri Talimatının(PFSTT) 30. maddesine göre tarafların talebi üzerine Uyuşmazlık Çözüm kurulu tarafından verilen cezalar olup, bu düzenlemeye göre Profesyonel Futbolcu Sözleşmesini koruma dönemi içerisinde taraflardan birinin haklı bir sebebe dayanmaksızın fesh etmesi halinde, sözleşmeyi haksız fesh eden tarafın diğer tarafa tazminat ödemesine karar verilebileceği gibi, futbolcu yönünden müsabakadan men, kulüp yönünden transfer yasağı getirilmesi gibi bazı sportif cezalarında uygulanabileceği anlaşılmaktadır. Bu kapsamda profesyonel futbolcu sözleşmelerine bağlı olarak spor kulübünün kendi yaptığı iç düzenlemelere dayalı olarak uyguladığı para cezalarının PFSTT 30. maddesinde düzenlenen ve Uyuşmazlık Çözüm kurulu tarafından verilen sportif cezalarla ilgisinin bulunmadığı, tamamen taraflar arasındaki özel hukuk hükümlerine tabi sözleşme ilişkisinden kaynaklanması nedeniyle mecburi tahkim hükümlerine göre bu para cezalarına karşı Uyuşmazlık çözüm kuruluna başvurulamayacağı anlaşılmaktadır. Dava konusu futbolcu alacağından, davalı spor kulübü tarafından uygulanan para cezasının mahsubuna dair somut uyuşmazlığın, taraflar arasında yapılan 05.08.2011 tarihli Profesyonel Futbolcu sözleşmesi ve bu sözleşmede atıf yapılan davalı Spor kulübünün iç disiplin düzenlemeleri kapsamında çıkardığı disiplin yönetmeliğine göre uygulanan para cezasının yerindeliği noktasında toplandığı anlaşılmaktadır. Dava tarihi olan 16.08.2013 tarihi itibariyle mevcut Türkiye Futbol Federasyonu Ana Statüsünün 56. maddesindeki ihtiyari tahkim düzenlemesine göre “Uyuşmazlık Çözüm Kurulu”nun ihtiyari tahkim yetkisinin kabul edildiğine dair yazılı talepte bulunulmadığı gözetilerek, para cezasına ilişkin ihtilafın “Uyuşmazlık Çözüm Kurulu” tarafından çözümlenmesi mümkün değildir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık, özel hukuk hükümlerine tabi sözleşme ilişkisinden kaynaklanmakta olup, sözleşme hukuku ve ilkelerine göre çözümlenmesi gerekir. Bu durumda para cezasına ilişkin uyuşmazlığı çözümleme görevi adli yargının görevi içerisinde kalmaktadır. Öyle olunca mahkemece davalının para cezasının davacı alacağından mahsubu talebine ilişkin olarak para cezalarının PFSTT hükümlerine göre usule uygun olup olmadığı ve yerindeliği noktasında işin esasına girilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde Uyuşmazlık Çözüm Kurulunun mecburi tahkim görevi içinde kaldığı gerekçesiyle bu kısma ilişkin herhangi bir inceleme ve değerlendirme yapılmaksızın eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 1.061,75 TL harcın istek halinde iadesine, 08/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.