Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 31668 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 19630 - Esas Yıl 2013
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, ..plakalı aracı davalıya 19.000,00 TL karşılığında sattığını, bunun karşılığında davalının .. plakalı araç ile birlikte 8.000,00 TL para vermesi gerekirken, aracı ve parayı vermediğini, kendi üzerine olan aracı davalıya teslim ettiğini, davalının aracı noter satışı ile başkasına devrettiğini, vergi dairesine gittiğinde adına kayıtlı olan aracı bu güne kadar kullanan ve aracı iade etmeyen davalının vergi borçlarını ödemediğini öğrendiğini, 2.000,00 TL vergi borcunu ödediğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 10.700,00 TL alacağın vade tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı, davacı ile takas konusunda anlaştıklarını ve kendisinin yapılan anlaşmaya uygun hareket ettiğini belirterek davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir.2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 20/d maddesinde, “Tescil edilmiş araçların her çeşit satış ve devirleri, satış ve devri yapılacak araçtan dolayı motorlu taşıtlar vergisi, gecikme faizi, gecikme zammı, vergi cezası ve trafik idari para cezası borcu bulunmadığının tespit edilmesi ve taşıt üzerinde satış ve/veya devri kısıtlayıcı herhangi bir tedbir veya kayıt bulunmaması halinde, araç sahibi adına düzenlenmiş tescil belgesi veya trafik tescil kayıtları esas alınarak noterler tarafından yapılır. Noterler tarafından yapılmayan her çeşit satış ve devirler geçersizdir.” hükmünü içermektedir. Bu hüküm gereğince araç devrinin noterden düzenlenecek sözleşme ile yapılması gerekmektedir. Sözleşmede aranan bu şekil şartı kanuni şekil şartı olup tarafların iradesi ile değiştirilemez. Kanuni şekil şartına uygun olarak yapılmayan sözleşmeler hükümsüzdür.Eldeki davada taraflar arasında takas sözleşmesi yapıldığı hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Ne var ki bu sözleşmenin noterde düzenlenmediği de dosya kapsamından açıkça anlaşılmaktadır. Yukarıda anılan madde hükmü gereğince taraflar arasında kanuni şekil şartına uygun yapılmayan, araç devrine ilişkin yapılan takas sözleşmesi geçersizdir. Dolayısıyla geçersiz olan sözleşmeler, tarafları yönünden herhangi bir hak ve borç doğurmazlar; bu nedenle de, geçersiz bir sözleşmenin tarafları, o sözleşmeyle yükümlendikleri edimleri yerine getirmekten kaçınabilirler; sözleşmenin karşı tarafı da, o edimin ifasını isteyemez. Böyle bir sözleşme, taraflarına sadece aldıklarını karşı tarafa geri vermek yükümlülüğü getirir. Kural olarak, geçersiz bir sözleşme nedeniyle verdiğini geri isteyen taraf, sözleşmeden dolayı elinde bulundurduğunu iadeyle yükümlüdür; yine kural olarak, bu iade aynı anda ve karşılıklı olmalıdır. Ancak, geçersiz sözleşme nedeniyle aldığı şey, kendi kusuru olmaksızın elinden çıkmış olan taraf, iade yükümlülüğü altında değildir.Somut olayda, taraflar arasındaki sözleşme şekil eksikliği nedeniyle geçersiz olduğuna göre, taraflar sadece aldıklarını iade ile yükümlü olup, geçersiz sözleşme taraflara başka hak vermez. Bu durumda, davacı ancak aracın kendisine iadesini talep edebilir. Ayrıca söz konusu aracın trafikte halen davacı adına kayıtlı olduğu gözetildiğinde bu araca tahakkuk edecek vergilerden kayıt maliki olarak davacı sorumludur. Bu hususlar göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle kararın BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 18.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.