Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 30914 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 14972 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İstanbu 50. Asliye Ticaret MahkemesiTARİHİ : 12/12/2013NUMARASI : 2012/229-2013/310Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı vekili, davalı ile aralarında 16/8/2011 tarihli komisyon akdi başlıklı tellallık sözleşmesinin imzalandığını, davalının yargılamaya konu sözleşmede belirtilen taşınmazı daha sonra kendisini saf dışı bırakarak kiraladığını, taraflar arasındaki sözleşmeye göre eğer davalı ödemesi gereken komisyon ücretini ödemekten kaçınmak amacıyla davacıyı emlakçıyı safdışı bırakacak olursa zarar ve yoksun kalınan gelirin davalı tarafından ödeneceğinin kararlaştırıldığını, taraflar arasında kararlaştırılan komisyon bedelinin de yıllık kiranın %12 si + KDV olduğunu belirterek davalı aleyhine başlattığı icra takibine yapılan itirazın iptalini istemiştir.Davalı, davacı ile arasında bir sözleşme imzalanmadığını ve sözleşmede davalı şirketin kaşesi olmadığını, davacının söz konusu taşınmazı kiralamaya yetkili olmadığını savunmuştur.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, 16.8.2011 tarihli emlak sözleşmesine istinaden taşınmazın gösterildiğini ve kendisinin saf dışı bırakılarak taşınmazın kiralanması sebebi ile sözleşmede kararlaştırılan ücretin ödenmesini talep etmiş, davalı ise sözleşmede davalı şirketin kaşesi olmadığını, malikin davacıya yetki vermediğini, davalının taşınmaz maliki ile kendisinin irtibata geçtiğini belirterek davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, taşınmazın davacı tarafından gezdirilip gösterildiği anlaşılmakta ise de davalı ile kiralamaya yetkili olan şahısların bir araya getirilmediğinden bahisle yer göstermenin tek başına tellallık ücretine hak kazandırmayacağı belirterek davanın reddine karar verilmiştir. Taraflar arasında 16.8.2011 tarihli sözleşme altındaki imzanın mahkemece yapılan araştırma ile davalı şirket müdürüne ait olduğu hususunda tereddüt bulunmamaktadır. Bu nedenle sözleşme tarafları bağlar, sözleşmede dava dışı malikin imzasının bulunmamasının sonuca bir etkisi bulunmamaktadır. Davalı her ne kadar savunmasında davacının kendilerini davalı ile biraraya getirmediğini ve kendilerinin mal sahibi ile irtibata geçtiklerini söylemiş ise de, davacı ile yapılan sözleşmeyi feshettiğini yasal delillerle ispat edemediğinden altında davalı şirketin yetkilisince imzası bulunan sözleşmenin sonuçlarına katlanacaktır. Hal böyle olunca sözleşme içeriğinin değerlendirilerek sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenle kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 25,20 TL harcın istek halinde iadesine, 13.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.