Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 305 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 15656 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Tüketici MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalı ile yapılan 16.11.2013 tarihli sözleşme ile 3 nolu parselde inşaa edilen ... ... ... isimli projeden A 1 blok 141 nolu daireyi satın aldığını, sözleşmenin 8.1.maddesine göre taşınmazın teslim süresinin 30.6.2014 tarihi olarak belirlendiği halde, süresinde teslim edilmediğini ve projeni halen tamamlanmadığını ileri sürerek, dava tarihine kadar rayiç kira bedelinin ödenmesi gerektiğini ileri sürerek, fazla hakları saklı kalarak 2.500,00 TL.nin ödetilmesini istemiş, ıslah ile talebini artırmıştır. Davalı, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalıdan satın aldığı dairenin sözleşmede kararlaştırılan süre içerisinde teslim edilmemesi nedeniyle tazminat isteğinde bulunmuş; davalı, sözleşmede öngörülen sürede teslime hazır hale getirildiğini ancak teslimden imtina edilince 28.10.2014 tarihinde fiilen teslim edildiğini, bu nedenle talep hakkının bulunmadığını savunmuştur. Mahkemece, davacının uzatılmış teslim süresi içinde müşteri istek formunda belirttiği eksiklikleri gerekçe göstererek bağımsız bölümden kaçınması karşısında Ve eksikliklerin listelenip tamamlanıp tamamlanmadığı ve teslime engel eksiklik olup olmadığının kontrolünün en geç 30 gün içinde yerine getirilmesi gerekmekle, dava tarihi itibariyle başvurunun yapılmadığı açık olduğundan davacı alacağının dava tarihi itibariyle doğmadığı görüşü ile davanın reddi yoluna gidilmiştir. Taraflar arasında 9.02.2013 tarihli 3 nolu parselde inşaa edilen konut satışına ilişkin...gold projesi kapsamında Gayrimenkul Satış Sözleşmesi imzalandığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Yine dava konusu dairenin davacıya 28.10.2014 tarihli tutanakla fiilen teslim edildiği ve davacı tarafça 30.6.2014 tarihinden itibaren kira kaybı bedelinin ödetilmesini talep ettiği tüm dosya kapsamı ile anlaşılmaktadır. Hemen belirtmek gerekir ki, her iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerde, alacaklı, temerrüde düşen borçludan TBK 125. (eski BK 106. vd.) maddeleri çerçevesinde aynen ifa ve gecikmeden dolayı uğradığı zararının veya aynen ifayı reddederek müspet zararının yahut sözleşmeyi feshederek menfi zararının tazminini seçimlik olarak isteyebilir. Somut uyuşmazlıkta davacı, sözleşmeyi ayakta tutarak geç teslim nedeni ile uğradığı zararın tazminini istemektedir. Bu durumda, gerek sözleşme gerekse TBK.125. (eski BK 106 vd.) maddelerine göre davacının zararını talep etme hakkı bulunmaktadır. Öyle olunca mahkemece davacıya sözleşme hükümlerine göre teslim edilmesi gereken tarih ile davacıya fiilen teslim edildiği tarihe kadarki dönem için kira kaybı zararını talep edebileceği gözetilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle temyiz edilen kararın davacı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 19/01/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.