Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 30398 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 34498 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Tüketici MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalı bankadan konut kredisi kullandığını, davalı bankanın kredinin kullandırılması sırasında haksız olarak kesinti yapıldığını ileri sürerek şimdilik 3.000 TL nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiş olup, dava değerini ıslah ederek 3.026,00 TL ye çıkarmıştır.Davalı, yapılan kesintilerin sözleşmeye ve mevzuata uygun olduğunu beyanla davanın reddini dilemiştir. Mahkemece,davaya konu alacağın değerinin davaya bakma miktarının altında kalması nedeniyle tüketici hakem heyetine başvurması gerektiğinden davanın görev yönünden reddi ile mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.Dava, davalı banka tarafından kredi kullanımı sırasında yapılan kesintilerin haksız olduğu gerekçesi ile faizi ile davalıdan tahsiline ilişkindir. Davacı dava dilekçesinde, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 3.000,00 TL nin iadesini istemiştir. Daha sonra davasını ıslah ederek 3.026,00 TL ye çıkarmıştır. Mahkemece, görevsizlik karar verilmiş ise de; 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 68. maddesi 1. fıkrasında "değeri iki bin Türk Lirasının altında bulunan uyuşmazlıklarda ilçe tüketici hakem heyetlerine, üç bin Türk Lirasının altında bulunan uyuşmazlıklarda il tüketici hakem heyetlerine, büyükşehir statüsünde bulunan illerde ise iki Bin Türk Lirası ile üç bin Türk Lirası arasındaki uyuşmazlıklarda il tüketici hakem heyetlerine başvuru zorunlu olduğu" hükmü getirilmiştir. Buna göre; davanın 13/06/2014 tarihinde açılmış olması ve artırılan miktar olmaksızın bile 3.000,00 TL lik dava değerinin mahkeme görev alanında olması nedeniyle, uyuşmazlıkta tüketici mahkemesinin görevli olduğu açıktır. Hal böyle olunca mahkemece, işin esasına girilmesi gerekirken bu husus gözetilmeksizin hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 20/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.