Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 30324 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 29259 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : İskenderun 2. Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 19/03/2013NUMARASI : 2011/406-2013/74Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili avukat Y.B.. geldi, karşı taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalının müteahitliğini üstlendiği taşınmazın zemin katındaki 2 nolu işyerinin aralarındaki sözleşmede kararlaştırılan tarihte teslim edilmemesi nedeniyle kira kaybına uğradığını, ihtarnamesinin de sonuçsuz kaldığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 20.000,00TL tazminatın davalıdan faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı, üzerine düşen edimleri ifa ettiğini, davacının sözleşme gereğince yükümlendiği bedele ilişkin edimini tam olarak ifa etmediğini, bu nedenle tazmin borcunun doğmayacağını savunarak davanın reddini dilemiştir.Mahkemece davanın kabulü ile 20.000,00 TL tazminatın temerrüt tarihinden itibaren davalıdan tahsiline hükmedilmiş, karar davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava geç teslim iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir. Davalı, davacının sözleşmede kararlaştırılan satış bedelini tümüyle ödemediğini savunmuştur. Davacı tarafça ödemenin tamamına ilişkin yazılı delil sunulamamış, mahkemece taraflar arasında gerçekleştiği iddia edilen ve davalı tarafından delil olamayacağı bildirilerek itiraz edilen elektronik posta içerikleri ve davalının arsa sahiplerine karşı açtığı dava dilekçesinde kullandığı "2 nolu bağımsız bölümün tapusunu üzerine alamadığı için müvekkilim buyeri sattığı halde tapusunu verememiş ve zor durumda kalmıştır." şeklindeki anlatım yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilmiş, tanık beyanlarını da esas alarak davacının ödeme iddiasını ispatladığı, teslim edilmeme olgusunun sabit olduğu gerekçesi ile yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir. Ne var ki bu belgeler, davalının itirazda bulunması nedeniyle ve dava dilekçesinde yer alan ibarenin karşı tarafın edimini tümüyle ifa ettiğine ilişkin kabul içermemekle, yazılı delil başlangıcı sayılamazlar. Davacı öncelikle ediminin ifa ettiğini, miktar itibariyle yasal, kesin delillerle ispatlamakla mükellef olup 140.000$ bedelle satımında anlaşılan taşınmaz için makbuzlu 103.950$ dışında ödeme yaptığını ispat edememişse de, dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanılmış olması nedeniyle bu delil hatırlatıldıktan sonra neticesine göre hüküm kurulması gerekirken bu hususlar göz ardı edilerek davanın yazılı gerekçe ile kabulüne hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup hükmün bozulmasını gerektirir. 2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün bozulmasına, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 341,55 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 1.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.