Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 30193 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 16423 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : Tüketici MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacılar, davalı ...Başkanlığı'nın organize ettiği program dahilinde hacca gittiklerini, hac için ... topraklarında bulunduğu sürece içtikleri suların plastik şişlerde davalı idarece karşılandığını, suların tadının kötü olduğunu, bu durumu davalı elemanlarına bildirdiklerinde geçiştirildiklerini, Türkiye'ye döndüklerinde yanlarında getirdikleri bu suları Halk Sağlığı laboratuvarında tahlil ettirdiklerini ve suların içinde kaliform bakteri olduğunun ve sulara lağım suyu karıştırıldığının anlaşıldığını ileri sürerek her bir davacı için 10.000 TL manevi tazminatın tahsilini istemişlerdir. Davalı, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile her bir davacı için ayrı ayrı 2.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.Dava, davalı tarafından davacılara verilen içme sularının içinde kaliform bakteri bulunduğu iddiasına dayalı olarak açılan manevi tazminat davasıdır. Hemen belirtmek gerekirki eldeki davada ispat yükü davacılarda olup, davacılar dayandıkları maddi vakaları ispat etmekle yükümlü oldukları gibi, maddi olaydan ötürü kişisel hak ve menfaatlerinin ihlal edildiğini de ispatla yükümlüdürler. Bu itibarla öncelikle hac farizası esnasında içtikleri suların davalı idarece temin edildiğini ve akabinde de bu sularda anılan bakterinin bulunduğunun ispatı gerekir. Dosya içinde bulunan bilgi ve belgelerden, suların davalı tarafından karşılandığı anlaşılmakta isede, gerçekten bu suların içinde bakteri bulunduğunun ispatlandığına yeter delil bulunmamaktadır. Davacıların dayandıkları laboratuvar raporunda, tahlil edilen suyun herhangi bir belirleyici özelliği bulunmadığı gibi tahlil edilen suyun davalı idarece dağıtılan su olup olmadığı da belli değildir. Kaldıki davacı tanıkları dahi tahlile verilen suyun davalıca verilen su olup olmadığını bilmediklerini ifade etmişlerdir. Öte yandan davacıların içtiklerini iddia ettikleri bu sulardan dolayı hastalandıkları da iddia ve ispat edilmemiştir. Hâl böyle olunca davacıların manevi tazminat istemine dayanak olan maddi vakıaların ispat edildiğini kabule olanak bulunmayıp bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekir. Mahkemece değinilen bu yönler gözardı edilerek davanın reddi yerine, yazılı şekilde kısmen kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 15/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.