MAHKEMESİ :Tüketici MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalı tarafından ithal edilen 3D teknolojisine sahip televizyon satın aldığını, satın alırken 3D gözlük verilmemesi nedeniyle uzunca bir süre 3D formatında izleyemediğini, akabinde edindiği 3D gözlük ile seyretmek istediğinde ise televizyonun 3D kalitesine sahip görüntü sağlamadığını, görüntünün kalitesiz ve birbiri üzerine oturmayan şekilde gerçekleştiğini, televizyonu satın aldığı mağaza yetkililerinin de duyarsız kaldığını, ürünün ayıplı olup kendisinden saklandığını ileri sürerek televizyon için ödediği bedelin tahsilini istemiştir. Davalı, üründe ayıp bulunmadığını, tanıtım ve kullanım kılavuzunda belirtilen niteliklere sahip olduğunu yanlış gözlük kullanımı nedeniyle istenilen görüntünün sağlanamadığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, davacı tarafından satın alınan TV.nin vaat edilen 3D teknololjisine sahip görüntüyü sağlamaması nedeniyle ödenen bedelin iadesine ilişkin olup, mahkemece üretim hatasının bulunmadığı, şikayetin uygun gözlük kullanılmamasından kaynaklandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemece TV üzerinde inceleme yaptırılmak suretiyle alınan bilirkişi raporunda TV.nin 3D teknolojisinde olması gereken 3D fonksiyonunu yerine getirdiği, film izlerken sık olmasa da zaman zaman 3D derinliğinin kaybolduğu, bu durumun üretim hatasından değil, aktif gözlük sisteminin teknolojik yapısından kaynaklandığı, TV.nin 3D özelliğinden yararlanabilmek için TV ile birlikte en az bir adet gözlük verilmesinin gerektiği, ancak TV ile birlikte verilen kullanım kılavuzunda 3D teknolojisinin TV.de hangi şartlarda ve ortamda izlenebileceğine dair bilginin yer almadığı ve bu nedenle tüketicinin yanıltıldığı ve ayıplı mal sayılması gerektiği belirtilmiş olup, alınan bilirkişi raporu bu haliyle kendi içinde çelişki içermekte olduğu gibi, olayı tamamen aydınlatıcı nitelikte de değildir. Bu itibarla mahkemece hükme esas alınması olanağı da bulunmamaktadır. Mahkemece değinilen bu yön gözetilerek dava konusu TV üzerinde yeniden konusunda uzman bilirkişi vasıtasıyla inceleme yaptırılarak taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi gerekirken, kendi içinde çelişkili ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak ve kısmen de bilirkişi saptamasına aykırı yazılı gerekçeyle hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, 15/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.