Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 30028 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 12725 - Esas Yıl 2015





.... vekili avukat ..... vekili avukat ... aralarındaki dava hakkında .... Tüketici Mahkemesinden verilen 18/04/2013 tarih ve 2011/341-2013/1341 sayılı hükmün Dairenin 28.01.2015 tarih ve 2014/45570-2015/1783 sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı avukatınca kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşuldu. KARARDavacı, 1989 yılında ...’dan zorunlu göçe tabi tutularak Türkiye’ye geldiğini, Devlet bakanlığınca hazırlanan göçmen evleri projesi kapsamında borçlandırılarak konut satın aldığını, bu bağlamda 13.00. TL peşinat ödediğini, bu ödemenin konut maliyetinden düşülmesi gerekirken düşülmediğini ileri sürerek, bu ödemenin güncelleştirilerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 3.000.00. TL’ nın yasal faizi ile davalıdan tahsilini istemiş, yargılama sırasında verdiği ıslah dilekçesi ile talebini 25.699.50. TL' ya yükseltmiştir. Davalı Toplu Konut İdaresi, kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, zamanaşımı süresinin dolduğunu ve davanın haksız olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar Dairemizce onanmış, davacı bu kez karar düzeltme talebinde bulunmuştur.1-Davacının, Devlet Bakanlığı koordinatörlüğünde yapılan göçmen konutlarından daire satın aldığı, ilerde maliyet hesabından mahsup edilmek üzere 13.00. TL ödediği, konutun davacıya teslim edilip tapuda devir işleminin yapıldığı, davacının dava dışı bankadan kredi kullanıp ödeme yaptığı ancak maliyet hesabı çıkarıldığında arada oluşacak farkı da aynı koşullarda ödemeyi taahhüt ettiği dosya içeriği, aynı nitelikteki emsal dosyalar ve toplanan delillerle anlaşıldığı gibi bu hususlar tarafların ve mahkemenin de kabulündedir. Uyuşmazlık, davacının yaptığı peşin ödemenin maliyet hesabına göre borçlandığı anlaşılan davacı borcundan mahsup edilip edilmediği hakkındadır. Her ne kadar mahkemece, davanın reddine karar verilmiş ise de; Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporları hükme esas alınmaya yeterli görülmemesi üzerine taraflardan ve kurumlardan celbedilen yazı ve belgeler üzerinde yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılıp mahsup işleminin yapılıp yapılmadığı somut olarak kanıtlanması sağlanmadan sadece celbedilen yazılar ve belgelerdeki soyut ifadeler ve emsal dosyalar üzerine varsayıma dayalı olarak ödenen peşinatın mahsup edildiğinin kabulü yürürlükteki mevzuata ve evrensel hukuk ilkelerine aykırıdır. Bu durum Anayasa Mahkemesi' nin 17.07.2014 tarih ve 2013/4495 Başvuru sayılı ilamında da açıkça belirtilmiştir. O halde mahkemece, ödenen peşinatın mahsup edilip edilmediği yönünde, tüm belgeler üzerinde taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak, ödenen peşinatın mahsup edildiği somut olarak kanıtlandığı takdirde davanın reddine şayet mahsup işlemi somut olarak kanıtlanamıyorsa davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucunda yanlış gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. Kararın bu nedenle bozulması gerekirken, zuhulen onandığı bu kez yapılan inceleme ile anlaşıldığından, davacının karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin onama kararının kaldırılmasına ve mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.2-Bozma nedenine göre, davacının diğer karar düzeltme itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 28.01.2015 tarih ve 2014/45570 Esas 2015/1783 Karar sayılı onama kararının kaldırılmasına ve hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 2. bent gereğince davacının diğer karar düzeltme itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 14/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.