MAHKEMESİ : İstanbul 8. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 08/05/2014NUMARASI : 2012/59-2014/204Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı, davacı avukatınca duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı Asil İ.. Ç.. ve vekili avukat O.. E.., diğer davalı G.. P.. Ltd. Şti.vekili avukat H.. K.. ile davacı vekili avukat B.. Ö..'ın gelmeleriyle duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. KARARDavacı, hisseli taşınmazın satışı yönünde adi yazılı olarak düzenlenen 15.04.2010 tarihli satış akdi sözleşmesini satıcılara vekaleten davalı İ.. Ç..'nin, alıcılar A.. F..ve M.. C..'a vekaleten de kendisinin imzaladığını, o sözleşmede izalei şuyu dışında kalan hisse için yani davalı İ..'ın hissesi için 60.000.00.TL ödenmesinin kararlaştırıldığını ve davalı İ..'a kapora olarak 10.000.00.TL ödendiğini daha sonradan 26.04.2010 tarihinde noterde düzenlenen taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi ile davalı İ.. Ç..'nin taşınmaz hissesini kendisine 50.000.00.TL bedelle sattığını ve bedelini de davalı İ..' ın aldığını, 04.08.2010 tarihinde de davalı İ.. ve diğer hissedarların taşınmaz hisselerini tapudan kendisine devrettiğini buna rağmen 22.11.2011 tarihinde davalı İ.. Ç..' nin 15.04.2010 tarihli sözleşmeye istinaden kendisi ve vekil olarak adlarına imzaladığı A.. F.. ve M..C..aleyhine 60.000.00.TL alacak ve 40.000.USD cezai şartın işlemiş faizleriyle birlikte tahsili için icra takibi başlattığını ve sonrasında da diğer davalı şirkete alacağını temlik ettiğini, adi yazılı sözleşmenin taşınmaz satışını da içerdiğinden geçersiz olduğunu, geçersiz sözleşmeye dayalı olarak herhangi bir talepte bulunulamayacağını ve bu sözleşmeyi vekil sıfatıyla imzaladığını kendisine sorumluluk yüklenemeyeceğini daha sonradan resmi ve geçerli olarak noterden yapılan gayrımenkul satış vaadi sözleşmesi ile bedeli ödenerek ve akabinde de tapudan davalı İrfan' ın hissesini satış yoluyla satın aldığını, yani davalı İ..' a ait taşınmaz hissesinin satış bedelinin tamamının ödendiğini ileri sürerek, yargılama sırasında diğer davalı şirketin temliki davalı İrfan' a yeniden devretmesi üzerine davalı İrfan yönünden borçlu olmadığının tespiti ile icra takibinin iptaline, %40' tan aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.Davalı G.. Şirketi, davalı İ..' dan temliken aldığı alacağı yargılama sırasında tekrar davalı İ..' a temlik ettiğini, taraf sıfatı kalmadığını ileri sürerek davanın husumet ve esastan reddini dilemiştir. Davalı İ.. Ç.., 15.04.2010 tarihli sözleşmeyi davacı ile birlikte vekil olarak imzalandığını ancak asil gibi sözleşmenin gereklerini yerine getirmeye çalıştıklarını, adi yazılı olmasından dolayı sözleşmenin geçersiz olduğunun ileri sürülmesinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu, 15.04.2010 tarihli sözleşmenin gereklerini yerine getirmesine rağmen davacının üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmediğini bu nedenle sözleşmede kararlaştırılan cezai şartın ödenmesi gerektiğini ayrıca kendisine ait taşınmaz hissesinin satış bedeli olan 60.000.00.TL' nın da ödenmediğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davalı G.. Şirketi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalı İ.. Ç.. yönünden ise davanın kısmen kabulü ile İstanbul 28. İcra Müdürlüğü' nün 2011/9198 Esas sayılı takip dosyasında borçlu davacının 10.000.00.TL asıl alacak ve bu miktara 19.10.2011 tarihinden 22.11.2011 tarihine kadar işlemiş yasal faizi dışında kalan TL ve USD olarak asıl alacak ve USD ve TL olarak belirtilen işlemiş faiz ile borçlu olmadığının tespitine, asıl alacağın %40' ı olan 49.305.60.TL icra inkar tazminatının davalı İ.. Ç..' den tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı İ.. Ç.. tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacının temyiz itirazlarının incelenmesinde; Her ne kadar mahkemece, 15.04.2010 tarihli satış akdi sözleşmesinin simsarlık (tellallık) sözleşmesi niteliğinde olduğu ve yazılı olarak yapıldığından geçerli olduğu, davacı tarafından bu sözleşme gereğince ödenen 10.000.00.TL Kaparo bedelinin tellallık gideri karşılığı olduğu ve satış bedeline mahsup edilemeyeceği, davalının satış vaadi sözleşmesinde 50.000.00.TL satış bedeli aldığı ancak davalıya ait hissenin satış bedelinin harici sözleşme ile 60.000.00.TL olarak kararlaştırıldığı buna göre arada kalan 10.000.00.TL yönünden davacının borçlu olduğu kabul edilmiş ise de; 15.04.2010 tarihli adi yazılı satış akdi sözleşmesini satıcılara vekaleten davalı İ.. Ç.. ile alıcılar A.. F.. ve M.. C..a vekaleten davacının imzaladığı, o sözleşmede izalei şuyu dışında kalan hisse için yani davalı İ.. Ç..' nin hissesi için 60.000.00.TL ödenmesinin kararlaştırıldığı ve davalı İrfan' a kapora olarak 10.000.00.TL ödendiği sonra 26.04.2010 tarihinde noterde düzenlenen taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi ile davalı İ.. Ç..' nin taşınmaz hissesini davacıya 50.000.00.TL bedelle sattığı ve bedelini de davalı İrfan' ın aldığı, 04.08.2010 tarihinde de davalı İrfan ve diğer hissedarların taşınmaz hisselerini tapudan davacıya devrettiği, 22.11.2011 tarihinde davalı İ.. Ç..' nin, 15.04.2010 tarihli sözleşmeye istinaden davacı ve davacının vekil olarak adlarına imzaladığı A.. F.. ve M.. C... aleyhine 60.000.00.TL alacak ve 40.000.USD cezai şartın işlemiş faizleriyle birlikte tahsili için icra takibi başlattığı dosya kapsamı ile sabittir. Taraflar arasında noterde düzenlenen gayrımenkul satış vaadi sözleşmesi ve tapudan yapılan işlemler geçerlidir ve tarafları bağlar. Davalı, 26.04.2010 tarihinde noterde düzenlenen taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi ile taşınmaz hissesini davacıya 50.000.00.TL bedelle satmış ve bedelini de almıştır. Bu taşınmaz hisse satışından dolayı davacının davalıya bir borcu kalmamıştır. Kaldı ki geçerli sözleşmeden önce tapulu taşınmazın haricen satışını düzenleyen ve geçersiz olan 15.04.2010 tarihli satış akdi sözleşmesini taraflar vekaleten imzalamıştır ve vekaleten imzalayan taraflara yükümlülük yüklenemez. Ayrıca bu geçersiz sözleşmeye dayalı olarak kaparo olarak ödenen 10.000.00.TL' nın satış bedelinden mahsubu gerekir. Böylece taşınmazın 60.000.00.TL' ya satıldığı iddiasında dahi 10.000.00.TL kaparo ve noterde düzenlenen gayrımenkul satış vaadi sözleşmesi sırasında ödenen 50.000.00.TL ile satış bedelinin tamamının ödendiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, davacı tarafından davalı İ.. Ç.. aleyhine açtığı borçlu olmadığının tespiti davasının kabulü gerekirken yanlış gerekçe ile az yukarıda yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm temyiz itirazlarının reddine, 2. bent gereğince hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 1100,00 TL duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, aşağıda dökümü yazılı 11.763,03 TL. harcın davalılardan alınmasına, peşin alınan 171,00 TL. temyiz harcının davacıya iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.