Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 28592 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 36585 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İstanbul 10. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 31/10/2013NUMARASI : 2012/211-2013/488Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalı kurum tarafından gönderilen 05.04.2012 tarihli yazı ile; dava dışı S.. Onkoloji Merkezi'nde tedavi gören hastaların, davacıya ait eczaneye yönlendirildikleri, hak sahipleri eczaneye gelmeden ilaçların tedavi merkezince temin edildiği gerekçesi ile davacının taraf olduğu protokolün 6.3.24 maddesi uyarınca 1 yıl süre ile fesih işlemi uygulanmasına, ayrıca protokolün 4.3.6 maddesi uyarınca da toplam reçete bedeli olan 230.785,57 TL'nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verildiğinin bildirildiğini, söz konusu işlemin yasaya aykırı olduğunu, bahsi geçen ilaçların hastalar tarafından teslim alındığını ve ilaçların hastalar tarafından kullanıldığını, bunun fesih yazısında da açıkça yazdığını, davalı kurumun herhangi bir zarara uğramadığını ileri sürerek asıl davada; fesih ve cezai şart işleminin haksızlığının tespiti ile önlenmesine, birleşen davada ise davalı kurumun fesih işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.Davalı davanın reddini dilemiştir.Mahkemece asıl davada davanın kabulüne, 230.785,57 TL alacağın 03.05.2012 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, birleşen davada ise davanın kabulü ile davalı kurumun fesih işleminin iptaline karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.2-Davacı, asıl davasında fesih ve cezai şart işleminin haksızlığının tespiti ile önlenmesine karar verilmesini istemiş; Mahkemece, bu davada davanın kabulü ile 230.785,57 TL alacağın 03.05.2012 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Oysaki 6100 sayılı HMK.’nın “taleple bağlılık ilkesi” başlıklı 26/1 maddesinde hâkimin tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğu ve talepten fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği hüküm altına alınmıştır. Dava dilekçesinde, asıl dava yönünden davacı, fesih ve cezai şart işleminin haksızlığının tespiti ile muarazanın önlenmesine karar verilmesini istemiş olduğu halde mahkemece, talep dışına çıkılarak asıl davada mahkemece 230.785,57 TL alacağın 03.05.2012 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş olması usûl ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının ikinci bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı lehine BOZULMASINA, 06/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.