Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 28578 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 25495 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Antalya 6. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 28/03/2014NUMARASI : 2011/536-2014/190Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı Belediye, “Katı Atık Toplama, Taşıma, Süpürme ve Kent Temizliği” işinin ihale ile davalı şirkete verildiğini, davalı şirketin çalıştırmış olduğu işçilerden A.. A..’nun, iş akdinin feshedilmesi üzerine iş mahkemesinde açmış olduğu davada, dava konusu işçilik alacaklarının üst işveren sıfatıyla Belediyeden, alt işveren sıfatıyla da davalı şirketten müteselsilen tahsiline karar verildiğini, başlatılan takip üzerine ödeme yapmak zorunda kaldıklarını, oysa ki taraflar arasındaki sözleşme ve şartnameler gereğince yüklenici şirketin, ihale konusu işin ifası için çalıştırdığı işçilerin her türlü hak ve alacaklarından nihai olarak sorumlu olduğunu ileri sürerek, asıl davada dava dışı işçiye yapılan 18.959,32 TL’nin, 26.10.2011 olan ödeme tarihinden, birleşen davada ise 4.084,13 TL’nin, 18.5.2012 olan ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan rücuen tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporu gereğince davanın kısmen kabulüne, 8.654,92 TL’nin 26.10.2011 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.1-Davacı, asıl ve birleşen davalarda talep etmiş olduğu alacağına, ödeme tarihlerinden itibaren faiz yürütülmesini istemiş olup, mahkemece alınan bilirkişi raporuna göre davacının her iki dava yönünden talep edebileceği alacak miktarının 8.654,92 TL olduğu kabul edilerek, bu miktarın 26.10.2011 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Oysa ki davaların birleştirilmesi durumunda, asıl ve birleşen davaların birbirinden bağımsız, müstakil davalar olması nedeniyle, hüküm kısmında her bir dava hakkında o davaya ilişkin vekalet ücreti ve mahkeme masraflarıyla birlikte ayrı ayrı hüküm kurulması gerekirken, asıl ve birleşen davalar yönünden ayrı ayrı hüküm kurulmamış olması, usul ve yasa aykırıdır.2-6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 117.(Mülga Borçlar Kanunu’nun 101/1.) maddesi gereğince muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur. Davacı, asıl ve birleşen dava tarihlerinden önce, davalıyı temerrüde düşürdüğünü ispat edemediğine göre hükmedilen alacak miktarlarına, asıl ve birleşen dava tarihlerinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken, ödeme tarihlerinden itibaren faiz yürütülmüş olması da usul ve yasaya aykırı olduğu gibi, birleşen davada talep edilen alacak miktarına 18.5.2012 tarihinden itibaren faiz talep edilmiş olmasına rağmen, talep aşılarak bu alacak yönünden de 26.10.2011 tarihinden itibaren faiz yürütülmüş olması da, “taleple bağlılık” kuralına aykırı olup, kabul şekli bakımından bozmayı gerektirir.3-Bozma nedenine göre, tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir. SONUÇ : (1) ve (2) no’lu betlerde açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davalı yararına bozulmasına, (3) no’lu bent gereğince tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 147,80 TL harcın istek halinde iadesine, 06/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.