MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, serbest mali müşavir olduğunu, davalı şirketin muhasebe işlemlerini 1.1.2010 tarihli sözleşme ile yürütmeyi üstlendiğini, ancak davalı ortaklığın sözleşmeyi 16.4.2010 tarihinde haksız olarak feshettiğini, diğer davalıların da sözleşmeyi kefil olarak imzaladığını, 2010 yılı ücretinin tahsili için yaptığı icra takibine haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptalini istemiştir.Davalılar, davacının sözleşmeyi diğer evrak arasında imzalatmış olabileceğini, imza incelemesi yapılması gerektiğini, sözleşmenin feshedildiğini iddiasının doğru olmadığını savunarak davanın reddini dilemişlerdir.Mahkemece, davacının serbest meslek makbuzları karşılığında tahsil ettiği tutarların mahsubu ile 1724,80 TL'ye yönelik itirazın iptaline karar verilmiş; hüküm, davallılarca temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir.2-Davacının 4.1.2010 tarihli sözleşme ile davalı ortaklığın muhasebe işlemlerini yürütmeyi üstlendiği ve akabinde davalı tarafça sözleşmenin fesh edildiği, davacının 2012/22886-2013/277fesih tarihine kadar davalının muhasebe işlerini yürüttüğü dosya kapsamından anlaşıldığı gibi, bu husus mahkemenin de kabulündedir. Kural olarak, davacı taraf sözleşmenin haksız olarak feshi halinde dönem sonuna kadar olan ücretini isteyebilir. Bu husus iş sahibinin temerrüdü halini kapsamaktadır. Bu itibarla ihtilafın çözümünde, dava konusu olayda uygulanması gereken BK 325. maddesinin gözardı edilmemesi zorunludur. BK'nun 325.maddesi (6098 sayılı BK'nun 408) "iş sahibi işi kabulde temerrüt ederse, işçi taahhüt ettiği işi yapmaya mecbur olmaksızın mukaveledeki ücreti isteyebilir. Şu kadarki, işi yapmadığından dolayı tasarruf ettiği yahut diğer bir iş ile kazandığı ve kazanmaktan feragat eylediği şeyi mahsup etmeye mecburdur" hükmünü içermektedir. Dava konusu olayda davacı mesleğine uygun bir iş aramak ve bu yoldaki çabasını ispatlamak zorundadır. Davacının işe gelmeyerek muhasebe işlerini yapmayarak tasarruf ettiği miktarında düşülmesi gerekir. Öte yandan sözleşme süresince yaptığı bir başka iş var ise, bu işten kazandığı miktarın veya kazanmaktan kasten feragat ettiği bir miktar var ise bununda mahsup edilmesi zorunludur. Hal böyle olunca mahkemece az yukarıda açıklanan ve BK'nun 325. maddesinde hükmünü bulan hususlarda, konusunda uzman bilirkişi incelemesi yaptırılarak davacının talep edebileceği miktar belirlenmeli ve hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmelidir. Mahkemenin değinilen bu yönü gözardı ederek yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle; davalıların diğer temyiz itirazlarının reddine, temyiz olunan kararın (2) numaralı bent uyarınca davalılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 14.1.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.