Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 27229 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 33318 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili avukat ... geldi, karşı taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, aracının satışı ve en geç 25 gün içerisinde yenisinin teslimi taahhüdü karşısında aralarında davalının da bulunduğu dava dışı şirket çalışanları olduğu söylenen kişiler adına vekaletname çıkarttığını, aradan uzun süre geçmesine karşın kendisine yeni bir araç teslim edilmediğini, sonradan aracının davalı tarafından 28.10.2005 tarihinde satılıp devredildiğini öğrendiğini, bunun üzerine satış bedelinin tahsili için icra takibi yaptığını, davalı borçluya ödeme emrinin 18/04/2007 tarihinde tebliğ edildiğini, yasal süresi içinde itiraz etmemesine rağmen, icra dosyasının yenilenmesi sırasında yenileme emrinin davalının adres kayıt sistemindeki adresine tebliğ edilmesi üzerine borca itiraz ettiğini ve usulsüz tebligattan dolayı açtığı şikayet davasının kabulü üzerine itirazının kabul edildiğini, itiraz ve şikayetin kabulüne ilişkin karar tebliğ edilmediğinden, davalının itirazını yakın tarihte öğrendiğini ileri sürerek itirazın iptaline ve inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, İİK'nun 67 ve devamı maddeleri gereğince 1 yıllık süresi içinde açılmayan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. İİK.nun 67/1.maddesinde, takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. İlgili madde hükmünde, açıkça dava açma süresinin ödeme emrine vaki itirazın alacaklıya tebliği tarihinden itibaren başlayacağı belirtilmiş, bunun dışında herhangi bir yol öngörülmemiştir. Dosyanın incelenmesinde, davalı yenileme dilekçesinin tebliği üzerine icra takibine itiraz etmiş, icra müdürlüğünce itiraz süresinde yapılmadığından reddine karar verilmiştir. Davalı bunun üzerine şikayet yoluna başvurmuş... İcra Hukuk Mahkemesince ödeme emri tebligatının usulsuz olması nedeniyle öğrenme tarihinin 22.06.2012 olduğunun tespitine karar verilmiştir. Mahkemece, davalının itiraz tarihinin 22.06.2012 olarak düzeltildiği ve itirazın iptali davasının 27.09.2013 tarihinde açıldığı nazara alındığında dava açmak konusunda 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Ancak itirazın, davacıya tebliğine ilişkin herhangi bir belge dosya arasında bulunmamaktadır. O halde mahmece, davanın süresinde açıldığının kabulü ile işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. SONUÇ: Davacının temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, 1100,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin alınan 2,50 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, 17.9.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.