MAHKEMESİ :Tüketici MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde ... avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalı idareyi temsilen.... ile imzaladığı 20.10.2006 tarihli sözleşme ile........ projesi kapsamında daire satın aldığını, sözleşmeye göre dairenin 2008 yılı Şubat ayında teslim edilmesi gerekirken 27 ay gecikme ile Mayıs 2010 tarihinde teslim edildiğini, idarenin tek taraflı aldığı kararlar ile ödemeleri 2008 yılında durdurduğunu, ödemeleri yeniden başlattığı tarihten itibaren ise dondurduğu dönem nedeniyle doğan faiz farkını da ödemelere yansıttığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere geç teslim ve faiz farkı nedeniyle şimdilik 8.000,00-TL' nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş; 02.09.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini arttırarak 12.368,00-TL'nin teslim tarihi olarak öngörülen 20.02.2008 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, sözleşmede kesin bir teslim tarihi öngörülmediğini, sürenin ne zaman başlayacağının belirtilmediğini, davalının ödemelerin durudurulmasına itiraz etmeyerek geç teslimi zımnen kabullendiğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile 12.368,00-TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kabul edilen rakamın 4.370,00-TL'sine 02.09.2013 ıslah tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Taraflar arasında imzalanan 20.10.2006 tarihli ...Gayrimenkul Satış Sözleşmesi ile, 21 nolu konutun davacıya satışının kararlaştırıldığı, sözleşmenin 3. maddesinde teslim süresinin 16 ay olarak gösterildiği, 29.12.2008 tarihli Başkanlık oluru ile projedeki teslim tarihinin henüz belli olmaması ve konut alıcılarının mağdur olmaması için 22.12.2008 tarihi itibariyle taksitlere ara verildiği, konutun 07.05.2010 tarihinde davacıya teslim edildiği ve 09.06.2010 tarihinde taksit ödemelerine devam edildiği hususlarında bir ihtilaf bulunmamaktadır. Davacı, davalı idarenin taksitlerin dondurulduğu dönem nedeniyle doğan faiz farkını da ödemelere yansıttığını ileri sürerek fazla ödemenin tahsilini de istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davacının taksitler durdurulmadan ödemeye devam etmesi halinde ödemesi gereken tutarın 46.757,91-TL olacağı, kayıtlar itibariyle ödemesi gereken tutarın ise 51.507,89-TL olduğu, bu durumda ödemeler tatil edilmemiş olsaydı davacının satın aldığı konut için 4.749,98-TL daha az ödeme yapacağı gerekçesiyle bu meblağın da davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; taraflar arasındaki sözleşmede taksit miktarının her yıl Ocak ve Temmuz aylarında bir önceki 6 aylık dönemde memur maaşlarında meydana gelen artış oranı kadar borç miktarına ilave edilmek sureti ile bulunan toplam borç tutarı kalan taksit vadelerine yansıtılmak sureti ile belirleneceğinin düzenlendiği, bu uygulamanın kanut sahiplerinin borçlarına ilave edilen bir faiz olmadığı, davacının talep ettiği meblağın uyarlamanın sonucu olup faizle bir ilişkisinin bulunmadığı, ödemelerin durudurulduğu tarihler arasında yeniden değerlendirme işleminin yapılmadığı belirtilmiştir. Taraflarca imzalanan satış sözleşmesinin 2. maddesinde taksit miktarı ve borç bakiyesinin nasıl hesaplanacağının kararlaştırıldığı, davacının bu düzenlemeye bir itirazının olmadığı, taksit ödemelerinin durudurulduğunu bilen, kabullenen, bu dönemde ödeme yapmayan ve parasını uhdesinde bulunduran davacının taksit ödemeleri tatil edilmemiş olsaydı daha az ödeme yapacağından bahisle talepte bulunmasının MK’nın 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralına aykırı olduğu, zira sözleşmede de bu konuda bir düzenlemenin bulunmadığı anlaşıldığından davacının bu yöndeki talebinin reddi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 211,25 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/09/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.