Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 26791 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 26482 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki sözleşmenin feshi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARAR Davacı, davalı kurum tarafından gönderilen hasta ve ilaç listesinde ismi geçen ... isimli kişiye teslim edilen... 4 mg , ...'a 17/02/2006 tarihinde teslim edilen... 10 mg, 02/05/2006 tarihinde teslim edilen ... 4 mg, 18/11/2005 tarihinde teslim edilen .... ile, ... iğne ucu, yine diğer hasta ...'ye verilen muhtelif tarihli ilaçların ne gibi hatası olduğu belirtilmeden ve sahteliği iddia edilmeden, ilaç bedellerinin 10 katı kadar ceza uygulaması yaparak muhtelif tarihlerde 13.026,55 YTL hesaptan aldıktan sonra, akdin feshine gittiğini, daha önce bir uyarı göndermediğini belirterek, cezai şarta ilişkin işlemlerin iptaline, 13.026,55 YTL borçlu olmadığının tespitine, anılan paranın istirdadına, karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, davanın KABULÜNE, Haksız Fesih İşleminin İptaline, 13.026,55 TL nin dava tarihi olan 30/06/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak, davacı yana verilmesine, karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bent dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.2-Dava, taraflar arasındaki protokole aykırılık nedeni ile uygulanan cezai işlemlerin hukuka aykırı olduğu gerekçesi ile iptali istemine ilişkindir. Davacı, bahsi geçen reçetelerde sahteliğin olmadığını, kurum tarafından reçetedeki hataların sebebinin belirtilmediğini bu nedenle de hakkında fesih ve cezai işlem uygulanamayacağını ileri sürmüştür. Davacı tarafa uygulanan cezai işlemin konusunu ..., ... ve ... adına düzenlenen reçeteler oluşturmaktadır. Bu konuda ..., ... ve ... nün kızı ... tanık olarak dinlenmiş ve dosya kapsamında bilirkişi raporu aldırılmıştır. 19.06.2013 tarihli bilirkişi raporunda ..., ... adına düzenlenen reçetelerle ilgili cezai şart işleminin hukuka uygun olmadığı, ancak ... adına çeşitli tarihlerde düzenlenen reçetelerde yer alan ilaçların ... Eczanesi tarafından verildiği görülmesine rağmen hasta veya yakınına teslim edildiğine ilişkin kanaat oluşmadığından bu konudaki cezai işlemin hukuka aykırı olmadığı belirtilmiştir. Taraflar arasındaki protokolün 6.3.19 maddesinde, “Eczacı ya da eczane çalışanlarınca Kurumu zarara uğratmak amacıyla kasıtlı olarak Kuruma sahte ilaç fiyat kupürü veya sahte reçete veya sahte rapor fatura edildiğinin tespiti halinde reçete bedelinin 10 katı tutarında cezai şart uygulanarak sözleşme feshedilir ve 2 yıl süre ile sözleşme yapılmaz. Uygulanacak cezai şart 10.000 YTL 'den az olamaz. Ancak, sözleşme konusu sahte kupür veya sahte reçete veya sahte raporun eczacının dahli dışında üçüncü kişilerin dahli ile kuruma fatura etme işlemi gerçekleşmişse bu fıkra hükmü uygulanmaz" hükmü düzenlenmiştir. İlgili protokol hükmü daha sonra imzalanan 2012 yılı protokol hükümleriyle de kaldırılmamıştır. Bu sebeple tanık anlatımı, bilirkişi raporu ve protokolün 6.3.19 maddesi hükmünde belirtilen cezai işlem ile fesih işlemi bir bütün olarak değerlendirilip ... adına düzenlenen reçeteye ilişkin 7.759,10 TL lik cezai şart işleminin hukuka uygun olması nedeniyle davanın bu kısım yönünden reddine karar verilmesi gerekirken kabulü usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir.SONUÇ:Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle kararın davalı yararına BOZULMASINA, 10/09/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.