Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 26726 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 22656 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.Davacı, davalılardan ...'ya olan borcu için aleyhine takip başlatıldığını, vekili diğer davalı ...'e takip borcunu kapatması için toplamda 12.000,00TL göndermesine rağmen bu paranın icra dosyasına yansıtılmaması nedeniyle biriken faizi ile birlikte fazladan para ödemek zorunda kaldığını, başlangıçta ödediği 12.000,00 TL yi iade almak için yürüttüğü takibe davalıların haksız şekilde itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini istemiştir.Davalı ..., müvekkili davacı tarafından kendisine 2.000,00TL ve 10.000,00 TL olmak üzere iki defada gönderilen paranın 2.000,00 TL sini davacı adına takip ettiği başka işlerden olan vekalet alacağına mahsuben keserek bakiyeyi alacaklı vekili olan dava dışı... Türetken hesabına gönderdiğini, ancak bu avukatın haricen yapılan tahsilatı icra dosyasına yansıtmadığını, kendisinin kusurunun bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.Davalı ... ve O'nun ölümünden sonra davaya dahil olan mirasçıları ise, bahsi geçen paranın kendilerine ulaşmadığını, davacı ile vekili arasındaki iç ilişkiden haberlerinin olmasının mümkün olmadığını savunmuşlardır.Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir.Dava, davacının aleyhine başatılan takip için vekili davalı ...'e gönderdiği paranın icra dosyasına yansımamış olması nedeniyle iadesini sağlamak için davalılar adına başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık özünde iki ayrı sözleşme ilişkisine dayanmakta olup davacı ile davalı ... arasında alacak, diğer davalı ... ile arasında ise vekalet hükümleri geçerlidir. .... İcra Müdürlüğünün 2007/49 sayılı, davalı ...nun alacaklı sıfatıyla yer aldığı davacı ve dava dışı... aleyhine açılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip 10.000,00 asıl alacak üzerinden başlatılmış, 21.6.2010 tarihinde 24.754,00 TL nin ödenmesin üzerine dosya infazen kapatılmıştır. Davacı tarafça sunulan havale belgelerinden davacının, avukatı davalıya 3.9.2008 tarihinde 10.000,00TL, 21.10.2008 tarihinde 2.000,00 TL olmak üzere toplam 12.000,00 TL yi posta havalesi ile gönderdiği ihtilafsızdır. Bu bedelin 8.000,00 TL sinin 3.9.2008 tarihinde alacaklı vekili olan...Türetken hesabına "2007/49 s. İcra dosyas...-... vekili" açıklaması ile, ikinci partide gönderilen 2.000,00 TL'nin ise 21.10.2008 tarihinde " ....icra müd..... vekili" açıklaması ile havale edildiği, icra dosyasındaki tahsilata göre bu bedellerin alacaklı vekilince dosyaya yansıtılmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, kesinleşen... Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/28 dosyası ile sabit olduğu üzere davalı ...'in söz konusu bedeli uhdesinde tutmadığı, dava konusu bedelin 10000 TL'lik kısmını diğer davalı vekiline PTT aracılığı ile gönderdiğinin sabit olduğu; diğer davalılar açısından ise dosya arasında bulunan ilgili ödemeye ilişkin delil olarak sunulan dekontlardan 8000 TL bedelli olanda ödemenin ...İcra Müdürlüğünün 2007/49 konusu icra dosyasına ilişkin yapıldığına ilişkin herhangi bir açıklamanın olmadığı, ödemelerin davalıya değil avukat olan vekiline yapıldığı ve hangi borca ilişkin olarak yapıldığının davacı tarafça ispat edilemediği anlaşıldığından; davacının dava tarihi itibari ile davalılardan muaccel alacağı olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de bu gerekçe dosya içeriği ile uyuşmadığı gibi taraflar arasındaki iki yönlü hukuki ilişkiyi de çözmeye yeterli değildir.Uyuşmazlık öncelikle davacı ile davalı ... arasındaki alacak ilişkisi çerçevesinde incelendiğinde, vekil edenin vekilinin eylem ve kusurlarından dolayı üçüncü kişilere karşı sorumlu olduğu izahtan varestedir. Davalı ... tarafından vekalet ücretine mahsuben kesildiği belirtilen 2.000,00 TL yönünden davalı ...' nun sorumlu tutulamayacağı açık olmakla birlikte alacaklı ...'nun vekiline diğer davalı tarafından toplamda 10.000,00 TL yatırıldığı ve bu paranın bizzat alacaklı vekilince çekildiği sabittir. 3.9.2008 tarihinde gönderilen 8.000,00 TL ye ilişkin havale dekontunda açıkça 2007/49 sayılı icra takibi için bu paranın gönderildiği belirtilmiş olup, icra dosyasına vekili tarafından yansıtılmayan bu borç ödemesinden vekil edenin sorumlu olacağı kabul edilmelidir. Bakiye, 2.000,00TL lik havalede ise münhasıran 22656-26726 belli bir takip numarasından bahsedilmediğinden, alacaklı sıfatlı davalının vekillerine havale edilen bu paranın başka bir alacak veya takip için gönderildiğini ispatlaması gerekmekte olup, davalı ... mirasçılarından varsa bu konudaki delilleri sorulup, yasal delil sunulamaması halinde cevap dilekçelerinde dayanılan yemin delili hatırlatılarak neticesine göre hüküm tesis edilmelidir.Davacı ile davalı ... arasındaki vekalet ilişkisinden doğan sorumluluk irdelendiğinde ise, yukarıdaki açıklamalar ışığında ...'in sorumluluğunun bulunmadığı sonucuna varılan 10.000,00 TL dışında kalan ve bu davalı tarafça takip edilen başka dava ve işler nedeniyle kendisine ödenmesi gerekip ödenmeyen vekalet ücretine mahsuben kesildiği savunulan 2.000,00 TL yönünden davalı, vekilin hesap verme yükümlülüğü çerçevesinde, savunmasını ispatla mükellef olup cevap dilekçesinde bu yönde dayandığı herhangi bir delil bulunmamaktadır. Bu halde mahkemece davalı ... yönünden açılan davada davalının 2.000,00TL den sorumlu olduğunun göz önünde tutulması gerekirken yazılı şekilde her iki davalı ile ilgili olarak eksik inceleme ve hatalı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup hükmün bozulmasını gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/09/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.