Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 26616 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 36191 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, dava dışı....'in davalı bankadan aldığı kredi borcunu ödememesi nedeniyle, davalı bankanın kendisi aleyhine icra takibi yaptığını, söz konusu takip nedeniyle maaşına haciz konulduğunu, herhangi bir kefaletinin bulunmadığını ileri sürerek... İcra Müdürlüğü'nün 2010/7697 esas sayılı takibe ilişkin olarak borçlu olmadığının tespitine, söz konusu icra dosyası nedeniyle kendisinden tahsilat yapılması durumunda tahsil edilen tutarın, tahsil tarihinden itibaren hesaplanacak avans faizi ile birlikte davalıdan istirdadına, takip alacağı asıl tutarı olan 4.455,20 TL üzerinden %40 icra inkar tazminatının davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir.Davalı davanın reddini dilemiştir.Mahkemece davanın kabulü ile davacının,.... İcra Müdürlüğü'nün 2010/7697 sayılı dosyasındaki borçtan dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine,.... İcra Müdürlüğü'nün 2010/7697 sayılı dosyasında davacıdan tahsil edilen toplam 3.939,87 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, takip alacağı asıl tutarı olan 4.455,20 TL'nin %40'ı oranında tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.1-4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. Hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyetleri ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır.Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.Somut uyuşmazlıkta, bankacılık hizmetleri sözleşmesi imzalandığı, taraflar arasında sözleşme ilişkisinin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığı anlaşılmaktadır. 4077 sayılı yasanın 23. maddesi bu kanunu uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Her ne kadar mahkemenin gerekçeli karar başlığında tüketici mahkemesi sıfatıyla yazılmış ise de 25.10.2013 tarihli ön incelemeye hazırlık tutanağında davaya ticaret mahkemesi sıfatıyla bakılmasına karar verilmiştir. O halde, Mahkemece, uyuşmazlığın tüketici mahkemesi sıfatı ile görülmesi gerekirken ticaret mahkemesi sıfatıyla yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir.2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ:Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, 2.bentte gösterilen nedenle davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek olmadığına, peşin alınan 76,10 TL harcın istek halinde iadesine, 08/09/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.