MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi sıfatıyla)Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalı kurum ile aralarında yapılan sözleşme ile ... kurumuna bağlı hastalara davacı şirket tarafından diyaliz hizmeti verildiğini, taraflar arasında imzalanmış bulunan 2006 yılı ......'nin hemodiyaliz uygulaması başlıklı... kodlu hemodiyaliz malzemeleri ile ilaç diyaliz merkezleri yönetmeliğindeki zorunlu tüm tahlillerin ve hasta nakli dahil seans ücretinin 138,00 TL olarak belirlendiğini; ancak davalının bu sözleşmeye rağmen Danıştay kararını esas alacağını söyleyerek davacıya 01.09.2008-30.09.2008 tarihleri arasında seans başına 111,60 TL bedel ödemesi yaptığını, bu işlem nedeni ile KDV dahil 44.309,00 TL zararının meydana geldiğini ileri sürerek ıslahen 47.102,83 TL'nin fatura kesim tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.Davalı davanın reddini dilemiştir.Mahkemece davanın kabulü ile 44.309,00 TL'nin dava tarihi 15.04.2013 tarihinden itibaren, 2.793,83 TL'nin ise ıslah tarihi olan 30.01.2014 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.Dava konusu olay, davacının, davalı kurum ile aralarında imzalanmış olan 2006 yılı Sağlık Hizmeti Satın Alma Sözleşmesine göre,... uygulaması başlıklı hemodiyaliz malzemeleri ile ilaç diyaliz merkezleri yönetmeliğindeki zorunlu tüm tahlillerin ve hasta nakli dahil seans ücretinin 138 TL olarak belirlenmesine rağmen, davalının Danıştay kararını esas alacağını ileri sürerek 01.09.2008-30.09.2008 tarihleri arasında seans başına 111.60 TL ödenmesi nedeniyle zararının doğduğunu ileri sürerek, 44.309,00 TL'nin faizi ile davalıdan tahsili istemine ilişkin olup, davalı tacir olmadığı gibi, davanın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen mutlak ticari dava niteliğinde bulunmadığı da gözetildiğinde davanın, görüm ve çözüm yerinin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun kabulü zorunludur. Bu itibarla eldeki davaya Asliye Hukuk Mahkemesi olarak bakılması ve hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi gerekir. Mahkemenin değinilen bu hususları gözardı ederek, davaya Ticaret Mahkemesi sıfatıyla bakarak yazılı şekilde karar vermiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.2-Bozma nedenine göre, davalının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir. SONUÇ :Birinci bentte açıklanan nedenlerle, temyiz edilen kararın BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle, davalının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 08/09/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.