Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 26497 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 17782 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla)Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, ilçede avukat olması nedeniyle, davalı banka ile uzun yıllar süren kredi ilişkisi olduğunu ancak 31.03.2004 tarihinde bilgisi dışında kredili bankomat hesabı açılmış ve para çekilmiş olduğunu, aleyhine ve asıl krediye kefil olan kişilere icra takibi başlatıldığını, kendisinin böyle bir krediden bilgisinin olmadığını, bu durumun bankada iki çalışanın tutuklanması üzerine başlatılan inceleme ile anlaşıldığını, bu krediden dolayı borcu olmadığının tespitine ilişkin dava açtığını, kazandığını ve kararın kesinleştiğini ileri sürerek, bilmeden bu kredi hesabına yatırmış olduğu 11.870TL'nin ve icra takiplerinin kesinleşmiş karara rağmen devam ettirilmesi nedeniyle itibarı sarsıldığından 5.000TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini istemiştir.Davalı, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile; 9.129,91 TL'nin kesinti tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 5.000TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre temyiz eden davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.2-6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 58.maddesi (eski Borçlar Kanunu 49.md) hükmü uyarınca, manevi tazminata hükmedilebilmesi için, şahsiyet hakkının hukuka aykırı bir şekilde zarara uğraması gerekir. Kişilik haklarının zarar görmediği hallerde, eylem hukuka aykırı olsa dahi manevi tazminata hükmedilmesi olanaklı değildir. Somut olayda davacının kişilik haklarının zarar gördüğü kabul edilemez. Mahkemece olayda manevi tazminat koşullarının bulunmadığı dikkate alınarak manevi tazminat isteminin bütünüyle reddi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.SONUÇ: Birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz eden davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 266,30 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/09/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.