Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 26494 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 10913 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalı ile 22.07.2012-25.07.2012 31.07.2012 - 30.08.2012 tarihleri için hizmet sözleşmesi imzalandığını, buna göre davalıya ait MISS teknesine, şirketleri tarafından işletilmekte olan ......’ta bağlama hizmeti verildiğini, sözleşme gereği belirlenen sürelerin dolmasına rağmen davalının tekneyi sözleşmenin bitim tarihi olan 30.08.2012’den sonra da marina da bulundurmaya devam ettiğini ve davalının imzasını havi 06.10.2012 tarihli olay tutanağı ile marinadan çıkış yaptığını, bu dönem için hizmet bedeli talebi içeren 10.10.2012 tarihli fatura düzenlendiğini ancak davalının fatura bedelini ödemediği gibi başlatılan icra takibine de haksız itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına, davalının %20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini istemiştir.Davalı, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, davanın kabulüne, davalının...İcra Müdürlüğü'nün 2012/26321 Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazının iptaline, takibin takip tarihi itibariyle 3.815,00TL asıl alacak miktarı üzerinden devam??na, kabul edilen miktar üzerinden % 20 olarak hesaplanan 763,00TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, bu davasında, davalının MISS adlı teknesini, sözleşme olmaksızın, 30.08.2012-06.10.2012 tarihleri arasında, şirketleri tarafından işletilmekte olan marinada bulundurduğunu ve bağlama hizmetini aldığını, bunun ispatının ise, teknenin marinadan çıkış yaptığına ilişkin 06.10.2012 tarihli olay tutanağı olduğunu ileri sürerek, bağlama hizmeti bedelini istemiş; davalı ise, bahsedilen tarih aralığında teknesinin davacıya ait marinada bulunmadığını, 06.10.2012 tarihinde günübirlik marinadan hizmet aldığını ve bedelinin ödendiğini savunarak davanın reddini dilemiş; mahkeme ise, aldırılan 01.04.2014 havale tarihli bilirkişi raporunu benimseyerek, davanın kabulüne karar vermiştir. 01.04.2014 havale tarihli bilirkişi raporu incelendiğinde, esas olarak davacının cari hesap hareketlerine dayandığı gözlemlenmektedir. Oysa, davacı marina işlettiğine göre, söz konusu marinaya giren çıkan teknelere ilişkin başkaca kayıtların da bulunması gerektiği düşünüldüğünde, sözkonusu bilirkişi raporunda bu hususların araştırılıp incelenmediği anlaşılmaktadır. Bu haliyle, mahkemece benimsenen bilirkişi raporu, hüküm vermeye yeterli kabul edilemez. O halde, mahkemece, bu konuda rapor düzenlemeye ehil ve donanımlı bir bilirkişi marifetiyle, davaya konu marinaya ait tüm belge ve kayıtların incelenmesi sonucu, davalının teknesinin hangi tarihlerde davacıya ait marinada bulunduğu, hangi tarihlerde çıkış yaptığına ilişkin ayrıntılı düzenlenecek, taraf, Mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli raporun sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu yönler göz ardı edilerek, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre, davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, 2.bent gereğince davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 07.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.