MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacılar, murisi .....'in 2009 tarihinde davalı ...'e vekaletname verdiğini, davalının, vekili olarak .... Merkez.... ada ... parselde kayıtlı...kat ... nolu bağımsız bölümü satın almak kaydıyla kat karşılığı inşaat sözleşmesi yaptığını ve 3. kişilere çok düşük bedelle sattığını, yine 2008 tarihinde aldığı vekaletnameyle de.... Merkez.... mah.... ada ..parselde kayıtlı taşınmazı da aynı şekilde çok düşük bir bedelle sattığını ancak satış bedellerini murise ödemediğini, murisin yaklaşık 2 ay önce vefat ettiğini, kendilerinin murisin ölümünden sonra tüm bunları öğrendiklerini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile ... Merkez.... ada...parselde kayıtlı 2. kat 5 nolu bağımsız bölümün satışından davalının elde ettiği bedel olan 4.166,67 TL'den müvekkillerinin hissesine düşen toplam 2.083,335 TL'nin satış tarihi olan 08/12/2011 tarihinden,... Merkez ...ı Mah... ada..parselde kayıtlı taşınmazın satışından elde ettiği bedel olan 1.000,00 TL 'den hisselerine düşen toplam 500 TL'nin satış tarihi olan 27/12/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemişlerdir. Davalı; davanın reddini dilemiştir.Mahkemece; davacılar sadece kendi hisseleri oranında alacak talebinde bulunduklarını, tek başına dava açma sıfatının bulunmadığı, aktif dava açma hukuki ehliyeti ve sıfatı olmadığını, bu suretle açılan dava tereke adına açılmadığından (tüm mirasçıları kapsar nitelikte bulunmadığından) sonradan tereke temsilcisinin davaya iştirak etmesi de neticeye etkili olmayacağından ,davanın aktif dava ehliyetinin yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir.Davacılar eldeki dava ile, vekalet görevinin kötüye kullanılması iddiasıyla müşterek murisin vekili olan davalıdan müşterek murise ait taşınmazın satış bedelinden kendi hisselerine tekabül eden bedelin tahsilini istemiş olup, miras payına yönelik olarak diğer mirasçılara açılacak davalarda elbirliği mülkiyetine ilişkin kuralların uygulanması söz konusu olmayıp, mirasçılar birbirlerine karşı dava açabilirler. Bu gibi durumlarda miras şirketine mümessil tayinine de ihtiyaç bulunmamakta (Kuru Baki, Hukuk Muhakemeleri Usulü, s.997,998, İstanbul, 2001) ve diğer mirasçıların muvafakatı da aranmamaktadır. Hal böyle olunca mahkemece davacıların kendi hissesine düşen para alacağı için kendisi gibi mirasçı olan davalıya karşı dava açma sıfatı olduğu gözetilerek işin esasına girilmek suretiyle karar tesisi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, BOZMA nedenidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davacının temyiz itirazının kabulü ile hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan 27,70 TL harcın istek halinde iadesine, 07/09/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.