MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.K A R A R Davacı, davalıya borç olarak banka havalesi ile 50.000 TL gönderdiğini,ancak bu borcun davalı tarafından geri ödenmediğini belirterek; 50.000 TL'nin 18.03.2010 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı, davacının kendisine olan borcunu ödemek amacıyla dava konusu havaleyi gönderdiğini savunmuştur. Mahkemece, davacının banka havalesi ile gönderilen paranın borç olarak gönderildiğini ispat edemediği ve yemin deliline de başvurmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalı aleyhine ödünç ilişkisi iddiasına dayalı olarak eldeki davayı açmış; davalı ise bu iddiaya karşı koyarak, davacıdan ödünç almadığını, yapılan ödemenin davacıdan olan alacağına karşılık ödendiğini belirterek ödünç akdi ilişkisini inkar ederek vasıflı ikrar bir başka deyişle gerekçeli inkârda bulunmuştur. Bu ikrar bölünemez ve ikrar edenin aleyhine delil de teşkil etmez. Hal böyle olunca yapılan ödemenin ödünç ilişkisine dayalı olarak yapıldığını ispat yükü davacıya ait olup, davacı ödünç ilişkisini yasal delillerle kanıtlamakla yükümlüdür. Davacının dayandığı havale dekontu ödeme vasıtası olup, var olan bir borcun ödendiğini gösterir. Bu karinenin aksini havaleyi gönderen kişinin ispat etmesi gerekir. Bu durumda ödünç ilişkisini ispat etme yükümlülüğü, onu iddia eden davacıya aittir. Davada dayanılan havale dekontunda gönderilen paranın ne için gönderildiği yazılı olmadığından, söz konusu dekont, 2012/24078 2013/248ödünç ilişkisini kanıtlamaya yeterli olmadığı gibi, yazılı delil başlangıcı olarak da kabul edilemez. Ne var ki, davacı, delil listesinde “ sair deliller “ demek suretiyle yemin deliline de dayandığından, mahkemece; davacıya, yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yemin deliline başvurmadığından bahisle yanlış değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınna harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.