Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 24166 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 23363 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin görevsizliğine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalı ile arasında... 3.noterliğinin 10.05.2011 tarih ve 15.278 yevmiye numaralı "devre mülk hakkı hisse devir sözleşmesi "akdedildiğini, iş bu sözleşme ile davalı, kendisine ait dava dışı ... tarafından inşaa edilen 27.02.2011 tarih ve S05775 nolu sözleşme ile 1019-03-26 devre nolu 1019 bağımsız nolu 26-03, 09-04, tarihleri arasındaki devre mülkün devrini yükümlendiğini, davacı tarafından devir bedeli olan 63.000 TL'nin ödendiği ve iş bu sözleşmenin yükümlenen edimlerin yerine getirilmiş olmasına rağmen davalı tarafından devre mülkün davacıya teslim edilmediğini ve davacı adına tapu tescil yapılmadığını, bu sebeple toplam 63.000 TL ödenmesini talep etmiştir.Davalı, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, Tüketici Mahkemelerinin Görevli Olması nedeni ile GÖREVSİZLİK karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.Görev konusu kamu düzenine ilişkin olup, resen gözetilir. Görev konusunda kazanılmış hak olmaz. 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.6502 sayılı yasanın 73. maddesi, bu Kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.Bir hukuki işlemin sadece 6502 Sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir. Eldeki davada, davalı ticari ve mesleki faaliyet ile hareket etmemekte olup, taraflardan her ikisi de 6502 sayılı yasada tanımlanan tüketici sıfatını taşımamaktadır ve taraflar arasındaki ilişkinin 6502 sayılı yasa kapsamı dışında kaldığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamı dışında kaldığına göre davaya bakma hususunda genel mahkemeler görevlidir. Eldeki davada Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında bulunmadığından, mahkemenin işin esasına girerek hasıl olacak sonuca uygun karar vermesi gerekir. Mahkemenin değinilen bu yönü göz ardı ederek yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 23/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.