Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 24107 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 13395 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Tüketici MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalı şirketten .... model aracı ... 22. Noterliğinin 15.05.2012 tarih ve 12804 yevmiye numaralı araç satış sözleşmesi ile 26.450,00 TL bedel ile satın aldığını, satın almadan önce davalı şirket yetkilileri tarafından araçta hasar kaydı olmadığının söylendiğini, ancak aracı satın aldıktan sonra aracın 24.02.2011 tarihli pert kaydı olduğunu öğrendiğini, bunun üzerine aracın davalı şirket tarafından geri alındığını ve araç bedeli olarak kendisine 23.000,00 TL ödendiğini, aracın ilk satış bedelinden kalan 3.450,00 TL'nin ödenmediğini ileri sürerek 3.450,00-TL'nin 04.03.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsilini istemiştir. Davalıya Tebligat Kanununun 35. maddesine göre tebligat yapılmış olup, davalı cevap dilekçesi vermemiş ve duruşmalara katılmamıştır.Mahkemece, davanın kabulü ile 3.450,00-TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı, eldeki dava ile davalı şirketten satın almış olduğu aracın ayıpl?? olması nedeniyle ödemiş olduğu bedelden bakiye 3.450,00 TL'nin davalıdan tahsilini istemiştir. Dava dilekçesi, davalının dava dilekçesinde bildirilen adresine tebliğe çıkarılmış, bu adreste tebliğ edilememesi üzerine Mahkemece ticaret sicilinden bildirilen adrese doğrudan Tebligat Kanunun 35. maddesine göre tebligat çıkarılmış, davalı cevap vermediği gibi duruşmalara da katılmamış; Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Ne var ki; Tebligat Kanunun 35. maddesinin 4. fıkrasında daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından resmî kayıtlardaki adreslerinin esas alınacağı ve bu madde hükümlerinin uygulanacağı öngörülmüş olup, söz konusu hüküm ile tüzel kişinin resmi kayıtlardaki adresine öncelikle Tebligat Kanunun öngördüğü olağan usullere göre tebligat çıkarılması, bundan sonra eğer bu adreste tebligat yapılamasa dahi, tüzel kişinin resmi kayıtlardaki adresi olması itibariyle Tebligat Kanunu 35. maddesi hükmüne uygun olarak tebligat yapılabileceği düzenlenmiştir. Hal böyle olunca, davalının ticaret silince bildirilen adresine doğrudan Tebligat Kanununun 35. maddesine göre tebligat çıkarılmış olması karşısında, dava dilekçesinin davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edildiğinin kabulüne olanak bulunmamaktadır. O halde, mahkemece, dava dilekçesinin davalıya usulüne uygun bir şekilde tebliğinin sağlanması ve taraf teşkili sağlandıktan sonra toplanan deliller ve dosya kapsamına göre sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, dava dilekçesi davalıya usulüne uygun şekilde tebliğ edilmeden, yargılama yapılarak yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 22/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.