MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, 2008 yılı Mart ayında konut kredisi kullanmak üzere... adlı bankaya başvurduğunu, kredi için ön onay verildiğini, ancak almak istediği evde problem çıkınca başka bir ev aramaya başladığını, davalı banka yetkililerince ön onayı verilen kredinin sözleşmesini imzalamasını ve ev aldığında kredinin hesabına geçileceği söyleyerek kendisinden bir takım imzalar alındığını, 12/09/2008 tarihinde bir ev alarak yine Fortis Bank'tan konut kredisi kullandığını, 2013 yılında hesaplarını ve ödemelerini incelerken konut kredisinin ev aldığı 12/09/2008 tarihinde değil, 19/03/2008 tarihinde kullandırıldığını ve o tarihten bu yana kredi taksitlerini ödemekte olduğunu fark ettiğini, araştırdığında ön onayı verilen krediyi aldığı tarihte ileride kullandırılmak üzere imzaladığı halde bilgisi olmaksızın ve ev almadığı halde 135.000,00 TL kredinin hemen kullandırılarak masraf ve komisyon kesintisi yapılıp 129.675,00 TL olarak hesabına geçildiğini ve yine bilgisi olmaksızın Euro cinsinden yabancı paraya çevrildiğini, hesabından her ay döviz bozum işlemleri yapılarak 19/03/2008 tarihinde usulsüz olarak kullandırılan kredinin taksitlerinin yine bilgi ve talimatı olmadan adına ödendiğini, ev aldığı tarihte hiç bilgi verilmeden, sanki yeni kredi kullanıyormuş gibi işlem yapıldığı ve o tarihte hesabında kalan 107.212,91 TL'nin yeni krediymiş gibi Euro hesabından TL hesabına geçirildiğini tespit ettiğini, ortada bir konut kredi sözleşmesinin söz konusu olduğunu ve ev satın almayan bir tüketicinin konut kredisi kullanmasının da fiilen ve hukuken mümkün olmadığını, sözleşme ve ödeme planını imzalamış olsa dahi, ev almadığına göre krediyi kullanmasının ve hiç dokunmadığı bir paranın içinden taksitlerini ödemeye başlamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, nitekim imzası olmadan yapılan döviz işlemleri ve kredi ödeme işlemlerinin de davalı bankanın kötüniyetini ortaya koyduğunu, kullandığı kredi aslında 107.212,91 TL olduğu halde 135.000 TL'ye göre hazırlanan ödeme planına göre geri ödeme yapıldığını ve ayrıca 5.325 TL masraf ve komisyon adı altında haksız kesinti söz konusu olduğunu ileri sürerek ve belirsiz alacak davası olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla kredi kullandırma işlemleri sebebiyle uğradığı zarar ve haksız olarak alınan masraf ve komisyonun iadesi için 10.000 TL ve manevi zarar için 1.000,00-TL olmak üzere toplam 11.000,00 TL'nin davalıdan tahsilini istemiş; ıslah suretiyle talebini 35.969,12 TL'ye çıkarmış ve ıslah tarihinden itibaren avans faizi işletilmesini talep etmiştir. Davalı, davacının talep ettiği konut kredisinin Genel Müdürlükçe onaylandığını ve ipotek işlemlerinin tamamlanması aşamasında kredinin kullandırılıp blokeye alınmasının davacı tarafından istendiğini, buna göre davacıya 19.03.2008 tarihinde kredi kullandırıldığını ve paranın davacının hesabına blokeli olarak yatırıldığını, sonradan davacı ile ev sahibi arasında anlaşmazlık ortaya çıktığını ve davacının evi almaktan vazgeçtiğini, ancak kredinin de kullandırılmış olması nedeniyle yeniden masraf ödememek için paranın blokede tutulmasını istediğini, davacının bilgisi ve onayı dahilinde olmak üzere geri ödeme planına göre ödemesi gereken taksitlerin mahsup edildiğini ve davacının talebi ile TL hesabındaki tutarın, Euro hesabına virman edildiğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, maddi tazminat davasının kabulüne, davacıdan dosya masrafı adı altında alınan 5.325,00 TL'nin, kredi kullanımından ötürü davacının dava tarihine kadar uğramış olduğu zarar bedeli olarak 30.644,12 TL olmak üzere toplam 35.969,12 TL'nin davalıdan tahsiline; manevi tazminat davasının kısmen kabulüne, 500,00 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiş; hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Davacı, eldeki dava ile 2008 Mart ayında ön onayı alınan kredinin bilgisi dışında hesabına geçirilip, yine bilgi ve talimatı olmadan döviz işlemleri yapıldığını ve bu miktar üzerinden geri ödemelerinin başlatıldığını, gerçekte 107.212,91 TL kredi kullandığı halde 135.000 TL'ye göre hazırlanan ödeme planına göre geri ödeme yapıldığını ve böylece zarara uğradığını ileri sürerek maddi ve manevi tazminat talep etmiştir. Davalı, başlangıçtan itibaren davacının bilgisi dahilinde hareket edildiğini, davacının talebi ile paranın bloke hesaba alındığını ve onun talimatı ile taksit ödemelerinin tahsil edildiğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporu doğrultusunda maddi tazminat davasının kabulüne, manevi tazminat davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya arasında mevcut davacının adı ve imzasının yer aldığı bankaya yönelik talimatlardan; 15.07.2008 tarihli talimatta hesabında bulunan euro bazındaki paranın YTL'ye çevrilmesinin talep edildiği, 17.07.2008 tarihli talimatta hesabında bulunan 125.000 TL'nin Euroya dönüştürülmesini talep ettiği, 18.08.2008 tarihli talimatta ise adına çıkan ev kredisinin mevcut bloke hesabından taksit olarak alınmasını talep ettiği görülmektedir. Davacının isim ve imzasını taşıyan bu talimatlar gözetildiğinde kredinin bloke hesabında olduğunun davacının bilgisi dahilinde olduğu, ayrıca döviz işlemlerinin davacının talimatı ile gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır. Öte yandan dosyada davalı bankanın davacının bilgi ve onayı olmaksızın kendiliğinden işlem yaptığına ilişkin olarak da bir delil bulunmamaktadır. O halde Mahkemece, davacının söz konusu talimatları dikkate alındığında kredi konusu paranın bloke hesabında olduğunun davacının bilgisi dahilinde olduğu hususu gözetilerek, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde maddi ve manevi tazminata karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 25,20 TL harcın istek halinde davacıya, 622,80 TL harcın davalıya iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.