Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 24030 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 28633 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Tüketici MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde temyiz eden davalı vekili avukat ...geldi. Karşı taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalının .... Mahallesi... Pafta... Parsel bodrum kat taşınmazı 27.000,00 TL bedelle kaba inşaat halinde hileli olarak 10.09.2007 tarihinde 1/2 hisseli olarak sattığını, bedelini peşin ve nakden aldığını, tam olarak sanıp aldığı daire için 20.000,00 TL bedel harcamak zorunda kaldığını, taşınmazın diğer yarısının kömürlükten katılmış olduğunun tespit edildiğini, davalının satmış olduğu dairenin ayıplı çıktığını ileri sürerek, taşınmazın iadesi ile taşınmazın rayiç değeri ile iyileştirme gideri olan toplam 47.000,00 TL bedelin yasal faizi ile tarafına ödenmesini istemiş, 03.03.2014 tarihli dilekçesi ile talebini 60.000,00 TL’ye yükseltmiştir.Davalı, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.1-Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 2. maddesinde "Bu kanun, birinci maddede belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasaların da tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar" hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Bir hukuki işlemin 4077 sayılı Yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Somut uyuşmazlığın taraflar arasındaki konut satışından kaynaklandığı anlaşılmakta ise de, davalının Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun tanımladığı şekilde konutu ticari veya mesleki amaçla satıp satmadığı anlaşılamamaktadır. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. O halde mahkemece, öncelikle bu yönde araştırma yapılarak sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde işin esasına girilerek karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın BOZULMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 1350,00 TL duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin alınan 1.367,00 harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.