MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalılar avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalılar vekili avukat ....likkulak geldi. Karşı taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.KARAR Davacı, davalıların gelinleri olduğunu, eşi ile boşanma aşamasında olduklarını, evlenmeden önce davalılar ile arasında 26.11.2002 tarihli camekan ve taşınmaz devir sözleşmesinin imzalandığını, sözleşmede tapu devrinin daha sonra yapılacağının belirtildiğini ancak evlilik birliğinin devam ettiği süre içerisinde davalıların tapu devrini vermekten kaçındıklarını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davaya konu taşınmazın değeri olan 54.518,79 TL'nin faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.Mahkemece, davacının davasının kabulüne, 54.518,79 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, evlenmeden önce kendisine hediye olarak verilen camekan ve taşınmazın, adına tapuda devrinin yapılmaması nedeniyle, değerini istemektedir. Dosya kapsamından, davacının davalıların oğluyla 11.12.2002 tarihinde evlendiği, 17.02.2014 tarihinde boşandığı, davaya konu sözleşmenin evlenmeden önce çeyiz olarak düzenlendiği ancak tapu devrinin yapılmadığı anlaşılmaktadır. Mahkeme gerekçesinde, davaya konu yerin başlangıçta ... adına kayıtlı olması nedeniyle tescil imkanı bulunmadığından davalının zamanaşımı itirazını reddetmişse de, davaya konu yerin 26.11.2002 tarihli sözleşme zamanında davalılar adına tapuda tescilli olduğu anlaşılmakla birlikte, dinlenen tanık ifadelerinden zilyetliğin davacıda olduğunun kabulü neticesinde, zamanaşımı itirazının reddi yönündeki değerlendirme sonuç itibariyle isabetli bulunmuştur. Bununla birlikte, taraflar arasında yapılan bu sözleşmenin bağış olarak düzenlendiği düşünülse de, resmi şekilde yapılmayan tapulu taşınmazın bağışına ilişkin sözleşme hukuken geçersizdir. (MK.705-706, TBK.237 (Eski BK 213.md), Tapu K.26 ve Noterlik K.60 maddeleri). O halde, mahkemece, sadece menkul niteliğinde olan camekan yönünden bir değerlendirme yapılması, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yukarıda belirtilen hususlar dikkate alınmadan yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davalılar lehine BOZULMASINA, 1350,00 TL duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalılara ödenmesine, peşin alınan 931,05 TL harcın istek halinde davalılara iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.