Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 239 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 21349 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Ankara 5. Tüketici MahkemesiTARİHİ : 09/04/2013NUMARASI : 2012/98-2013/610Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabülüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalı ile yapılan taşınmaz satış sözleşmesine göre dava konusu taşınmazı 27.12.2008 tarihinde teslim aldığını,sözleşmede iki araçlık otopark taahhüt edilmesine rağmen kat yönetim planında bu durumun yeralmadığını, ayıplı teslim nedeniyle taşınmazın değer kaybettiğini ileri sürerek ;fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 2.000 TL'nin satım tarihinden itibaren faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı Hüdaverdi,davacı ile diğer davalı arasında yapılan sözleşmenin tarafı olmaması nedeniyle davanın husumetten reddi gerektiğini savunmuştur.Davalı şirket, dava konusu taşınmazın bulunduğu binada iki araçlık otopark tahsis edilecek şekilde otopark yapıldığını, kat malikleri ile yapılan satış sözleşmelerine göre otoparkın kullanımının sağlanmasına yönelik olarak davacının kat maliklerine karşı dava açması gerektiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı Seha.....A.Ş.'nin temyiz itirazlarının reddi gerekir.2-Davacı, dava dışı C.. K.. ile yaptığı 26.11.2007 tarihli devir ve temlik sözleşmesine göre, C..K.. ve davalı şirket arasında yapılan 27.02.2007 tarihli taşınmaz satış sözleşmesinden doğan hakları devralmıştır. 2013/21349 - 2014/239Davacı tarafından devralınan taşınmaz satış sözleşmesinin tarafı davalı şirket olup,dava dışı C.. K.. ile davalı şirket arasında sözleşmenin imzalandığı ve bu sözleşmeye göre davalı şirket adına kayıtlı olan taşınmazın davacı adına tapu devrinin yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davacı, aralarında hukuki ilişki bulunmayan davalı H.. D..'dan 27.02.2007 tarihli sözleşmeye dayalı olarak herhangi bir talepte bulunamaz. Mahkemece taşınmaz satış sözleşmesinde taraf sıfatı bulunmayan davalı H.. D.. hakkında davanın ne suretle kabul edildiği açıklanmadan, bu davalı yönünden de davanın kabulüne dair hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.3-Davacı, taraflar arasında yapılan taşınmaz satış sözleşmesine göre taahhüt edilen iki araçlık otopark tahsis işleminin yapılmamasından doğan zararının tahsilini 24.12.2008 tarihli ihtarname ile davalı şirketten talep etmiştir. 24.12.2008 tarihli ihtarnamenin tebliğine ilişkin dosyada herhangi bir tebligat evrakı bulunmamakta ise de, davalı şirket tarafından davacıya gönderilen 07.01.2009 tarihli cevabi ihtarnameye göre söz konusu ihtarnamenin davalıya tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda 24.12.2008 tarihli ihtarnamenin tebliğ tarihi araştırılarak, tespiti halinde ihtarnamede tanınan 15 günlük sürenin bitim tarihinin temerrüt tarihi olarak alınması aksi halde cevabi ihtarname tarihinden itibaren 15 günlük sürenin bitim tarihi itibariyle davalının temerrüde düştüğü gözetilerek bu tarihten itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, faiz başlangıç tarihi olarak dava tarihi esas alınmak suretiyle karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı S,,... A.Ş,'nin temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı H.. D.. yararına ve (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 13.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.