MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün taraflar avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili avukat ... duruşmaya gelmiş ve duruşma isteminden vazgeçtiğini beyan ettikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalı ile yapılan Profesyonel Futbolcu Transfer sözleşmesine göre davacıdan 6.141,5 TL asgari ücret, 10.000 TL garanti ücreti ve 14.000 TL maç başı ücreti olmak üzere toplam 30.164,44 TL alacağının olduğunu, ayrıca davalı kulüp tarafından hakkında uygulanan para cezalarının haksız olduğunu ileri sürerek;para cezalarının iptali ile 22.000 TL alacağın dava tarihinden itibaren en yüksek mevduat faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.Davacı 12.07.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile alacak talep miktarını 25.141,5 TL olarak ıslah etmiştir. Davalı, davacının oynadığı maçlar nedeniyle sadece maç başı ücreti alacağının doğduğunu, bunun dışında bir asgari ücret alacağının olmadığını, sözleşmedeki asgari ücrete ilişkin düzenlemenin davacının sigortalı gösterilmesi amacıyla usulen yapıldığını, davacıya alacakları kapsamında bir kısım ödemeler yaptığını ve davacı alacağından para cezalarının mahsup edildiğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece davacının ücret alacağına ilişkin talebinin kısmen kabulü ile, 12.341,50 TL alacağın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine, Davacının para cezalarının iptaline ilişkin talebi yönünden, dava konusu para cezasının disiplin cezası mahiyetinde olduğu ve bu uyuşmazlığa ilişkin itirazların Profesyonel disiplin kurulunca karara bağlanarak, bu kararlara karşı itiraz mercininin Tahkim kurulu olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş,hüküm davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, taraflar arasında yapılan Profesyonel futbolcu transfer sözleşmesi nedeniyle doğan davacı alacağının tahsili ile sözleşmeye dayalı olarak davalı kulüp tarafından davacı aleyhine düzenlenen para cezalarının iptali istemine ilişkindir. 3813 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu kuruluş ve Görevleri Hakkındaki Kanuna 04.12.2007 tarihli ve 26720 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5719 sayılı kanunun 9. maddesi ile eklenen “Uyuşmazlık Çözüm Kurulu” başlıklı 12/A maddesi ile “Kulüpler ile kulüpler, Kulüpler ile futbolcular, teknik direktörler, antrenörler, oyuncu temsilcileri, masörler ve müsabaka organizatörleri, oyuncu temsilcileri ile futbolcular, teknik direktörler, antrenörler, arasında her türlü sözleşmeden doğan veya futbolla ilgili olan uyuşmazlıkları, tarafların başvurusu üzerine münhasıran yetkili olarak inceler ve karara bağlar.” şeklinde yapılan düzenlemeyle futbolcular ile kulüpler arasındaki uyuşmazlıkların münhasıran çözüm yeri olarak “Uyuşmazlık Çözüm Kurulu” ihdas edilmiştir. 3813 Sayılı kanun, 16.5.2009 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 5894 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile yürürlükten kaldırılmıştır. 5894 Sayılı kanunun bu hususa ilişkin 5. maddesinde ilk derece hukuk kurulları başlığı altında Uyuşmazlık Çözüm Kurulu, Disiplin kurulları,Kulüp Lisans Kurulu ve Etik Kurulunun oluşturulduğu,aynı maddenin ikinci bendinde “ İlk derece hukuk kurulları kulüp lisansı ile ilgili kararlar almaya veya bu Kanun, TFF Statüsü, TFF’nin diğer talimat ve düzenlemeleri ile diğer yetkili TFF kurul ve organları tarafından alınacak kararlara ilişkin olarak çıkacak ihtilaflarda karar vermeye münhasıran yetkilidir.”şeklinde düzenlemeye yer verilerek, ilgili kurulların görevine girecek uyuşmazlıkların nelerden ibaret olduğu konusunda açık bir düzenleme getirilmeyerek, bu düzenleme TFF ana Statüsüne bırakılmıştır. Uyuşmazlık Çözüm Kurulu’nun görev ve yetkileri Futbol Federasyonunun ana statüsünde belirlenmiştir. 5894 sayılı yasanın yürürlüğe girmesinden sonra TFF Ana statüsünün 56. maddesinde 21.7.2011 tarihinde yapılan değişiklik ile Kulüpler ve futbolcular arasındaki futbolla ilgili her türlü sözleşmeden doğan ihtilaflarda Uyuşmazlık Çözüm Kurulu’nun yetkili olabilmesi için tarafların ihtilafın ortaya çıkmasından sonra Kurulun yetkisini yazılı olarak kabul etmeleri şartı getirilerek, uyuşmazlığın doğmasından sonra yazılı olarak kabul etmeleri halinde uyuşmazlık çözüm kurulunun ihtiyari tahkim sıfatıyla bakıp sonuçlandırabileceği ve bu kararlara karşı Genel Hükümler uyarınca yargı yoluna başvurulabileceği anlaşılmakta olup, TFF statüsünde yapılan bu son düzenleme ile Uyuşmazlık Çözüm Kurulunun yetkisi sözleşmenin tarafları yönünden ihtiyari hale getirilmiştir. TFF statüsünün 57.ve 58. maddelerinde disiplin kurulları, bu kurulların oluşum şekli ile disiplin kurulları tarafından verilebilecek cezalara ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir. TFF statüsünün 58. Maddesinde “Futbol müsabakaları ve organizasyonlar sırasında kulüpler ve bireyler tarafından işlenen tüm disiplin ihlalleri ve sportmenlik dışı davranışlar ve bu gibi kulüp ve kişilere uygulanacak disiplin cezaları TFF Yönetim Kurulu tarafından, genel kabul görmüş ulusal ve uluslararası uygulamalar ile FIFA ve UEFA Disiplin Talimatları doğrultusunda çıkarılacak TFF Disiplin Talimatı’nda düzenlenir. “ şeklinde disiplin talimatına atıf yapıldığı,TFF yönetim kurulu tarafından çıkarılan “ Futbol Disiplin Talimatı” nın kapsam başlıklı 3. maddesinde bu talimatın, TFF tarafından düzenlenen veya TFF’nin yetki alanına giren tüm müsabakalar ve futbolla ilgili tüm hususlarda uygulanacağının düzenlendiği,aynı talimatın 62. Maddesinde disiplin kurulunun oluşum yönteminin açıklandığı, “Profesyonel Futbol Disiplin Kurulunun Görevleri” başlıklı 64. maddesinde “Profesyonel futbol faaliyetlerinde bulunan kulüp, futbolcu, teknik adam, yönetici, müsabaka görevlileri ve profesyonel futbolda görevli diğer kişilerin fiillerinden doğan disiplin ihlallerini karara bağlar. “ denilmek suretiyle disiplin kurulunun yetki ve görevlerinin kapsamı belirlenmiştir. Türkiye Futbol Federasyonu Disiplin Kurulunun görevleri arasında spor kulüpleri ile futbolcular arasındaki sözleşmelere dayalı olarak uygulanacak para cezaları hakkında herhangi bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler itibariyle spor kulüpleri ile futbolcular arasında yapılan sözleşmelerden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözümünde Uyuşmazlık Çözüm Kurulunun münhasıran yetkisinin ihtiyari tahkime çevrilerek tarafların yazılı taleplerine bağlı kılındığı ve profesyonel futbolcu sözleşmelerine bağlı olarak spor kulübünün iç düzenlemeleri kapsamındaki disiplin uygulamalarından doğan ihtilaflara ilişkin Türkiye Futbol Federasyonu Disiplin Kurulunun da bir yetki ve görevinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu tespitler ışığında yapılan değerlendirme sonucu;Davalı spor kulübü tarafından davacı aleyhine verilen disiplin cezası mahiyetindeki para cezalarına karşı yapılacak itirazları incelemeye Türkiye Futbol Federasyonu disiplin kurulunun görevli olduğuna dair mahkemece verilen kararda atıf yapılan Dairemizin 25.06.2013 tarih 2013/9455 Esas, 2013/17466 Karar sayılı bozma kararının yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Dava konusu para cezasının iptaline ilişkin somut uyuşmazlığın, taraflar arasında yapılan 05.09.2011 tarihli Profesyonel Futbolcu sözleşmesi ve bu sözleşmede atıf yapılan davalı Spor kulübünün iç disiplin düzenlemeleri kapsamında çıkardığı “Profesyonel Disiplin Yönetmeliği”ne dayalı olarak uygulanan para cezasının yerindeliği noktasında toplandığı anlaşılmaktadır.Dosya kapsamı itibariyle Türkiye Futbol Federasyonu Ana Statüsünün 56. maddesine göre taraflarca “Uyuşmazlık Çözüm Kurulu”nun ihtiyari tahkim yetkisinin kabul edildiğine dair yazılı talepte bulunulmadığı gözetilerek, para cezasının iptali istemine ilişkin ihtilafın “Uyuşmazlık Çözüm Kurulu” tarafından çözümlenmesi mümkün değildir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık,özel hukuk hükümlerine tabi sözleşme ilişkisinden kaynaklanmakta olup, sözleşme hukuku ve ilkelerine göre çözümlenmesi gerekir. Bu durumda uyuşmazlığı çözümleme görevi adli yargının görevi içerisinde kalmaktadır. Öyle olunca mahkemece işin esasına girilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde görev yönünden davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir. 2-Bozma sebebine göre tarafların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle tarafların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 25,20 TL. temyiz harcının davacıya, 211,00 TL harcın davalıya iadesine, 08/07/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.