Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 23413 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 11424 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, müteahhit olan davalı ile kendisi ve eşi .... arasında 2005 yılında imzalanan sözleşme ile davalının yapacağı binada 7 no'lu dairenin 95.000 TL karşılığında eşi ile kendisine satıldığını, satış bedelinin 50.000,00 TL'sini çeşitli tarihlerde davalıya ödediğini, kalan 45.000,00 TL'nin ise eşi .... tarafından inşaatın boya işleri yapılarak tamamlandığını, tapuyu almak için bir süre beklediği, ancak daha sonra söz konusu dairenin müteahhit ve eşi tarafından 3. bir kişiye satıldığını öğrendiğini, bu olay nedeniyle eşi ile ciddi çatışmalar yaşandığını ve fiilen eşinden ayrıldığını ileri sürerek ödediği 15.000,00 TL’nin 23/11/2005 tarihinden itibaren, 10.000,00 TL’nn 10/12/2005 tarihinden itibaren ve 25.000,00 TL’nin 26/12/2005 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, davanın kabulü ile 50.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı, taşınmaz satım sözleşmesi nedeniyle davalı müteahhide ödediği bedelin iadesi talebiyle eldeki davayı açmıştır. Somut uyuşmazlık, davacı tüketici ile davalı müteahhit arasındaki konut satışından kaynaklanmakta olup, taraflar arasındaki ilişkinin dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında kaldığı anlaşılmaktadır.4077 sayılı Yasanın 23. maddesinde bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağı öngörülmüştür. Taraflar arasındaki uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak da söz konusu olmaz. Bu durumda mahkemece ayrı bir tüketici mahkemesi var ise görevsizlik kararı verilmesi yok ise ara kararıyla davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre, davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, 2. bent gereğince davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.