Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 23341 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 32321 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalılar avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde temyiz eden davalılar vekili avukat ........ ile davacı vekili avukat ...'in gelmeleriyle duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı avukat, davalılar aleyhine ..... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2013/399 Esas sayılı dosyasıyla açılan tazminat davası ile davalılar tarafından ..... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2013/634 Esas sayılı dosyasıyla açılan men'i müdahale ve ecrimisil davalarında davalıların vekilliğini yürüttüğünü, davalılar ile avukatlık sözleşmesi imzalanmadığını, davalıların kendisinin muvafakatini almadan dava dışı Av. .... 09.06.2014 tarihinde vekalet verdiklerini mahkeme kalemine giderek dosyayı incelemesi neticesinde öğrendiğini, bunun üzerine 16.06.2014 tarihli dilekçe ile vekillikten haklı sebeplerle istifa ettiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50.000,00 TL'nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiş, 13.07.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 991.236,70 TL’ye yükseltmiştir.Davalılar, davacı avukatın rızası ile başka bir avukata vekalet verdiklerini, davacının istifasının kötü niyetli olduğunu savunarak, davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece, istifanın haklı olduğu gerekçe gösterilerek, 50.000,00 TL’nin 02.07.2014 tarihinden, 926.318,00 TL’nin ise ıslah tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.2-Davacı, vekillikten haklı olarak istifa ettiğini ileri sürerek, vekalet ücretinin tahsili istemiyle eldeki davayı açmıştır. Taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesinin bulunmadığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. 1136 sayılı Yasanın 164/4. maddesinde "Avukatlık ücretinin kararlaştırılmamış olduğu veya taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesinin bulunmadığı yahut ücret sözleşmesinin belirgin olmadığı veya tartışmalı olduğu veya ücret sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün geçersiz sayıldığı hallerde; değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde asgari ücret tarifelerinin altında olmamak koşuluyla ücret itirazlarını incelemeye yetkili merci tarafından davanın kazanılan bölümü için avukatın emeğine göre ilamın kesinleştiği tarihteki müddeabihin değerinin yüzde onu ile yüzde yirmisi arasındaki bir miktar avukatlık ücreti olarak belirlenir. Değeri para ile ölçülemeyen dava ve işlerde ise avukatlık asgari ücret tarifesi uygulanır." düzenlemesi mevcuttur. Somut uyuşmazlıkta da davacı avukatın haklı olarak istifa ettiği anlaşıldığına göre, ücretin istifanın gereçekleştiği 16.06.2014 tarihindeki müddeabihin %10'u ile %20'si oranında belirlenmesi gerekmektedir. Müddehabihin belirlenmesinde ise, dava değerinin (müddeahibin) diğer bir deyimle harca esas değerinin gözetilmesi gerekir. Davacı avukatın vekil olarak takip ettiği Malatya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/634 E sayılı dava dosyasının incelenmesinde ise, davalıların vekili olarak dava dışı Nurdane Soykan aleyhine 22.11.2013 tarihinde muarazanın meni ve ecrimisil istemiyle açılan davada, harca esas değer 20.000,00 TL olarak bildirilmiştir. Bu dosyada alınan bilirkişi raporuyla tespit edilen değer üzerinden eksik harç ise davacı avukatın istifasından sonra davaya devam eden avukat tarafından ikmal edilmiştir. O halde mahkemece, .... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/634 E sayılı dosyasında ücretin, istifanın gerçekleştiği tarihteki harca esas değer üzerinden belirlenmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile istifaden sonra tamamlanan harç üzerinden ücret takdiri usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalıların sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bent uyarınca kararın davalılar yararına BOZULMASINA, 1350,00 TL duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalılara ödenmesine, peşin alınan 16.673,07 TL harcın istek halinde temyiz eden davalılara iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.