Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 23340 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 32147 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı Asil ... ve vekili avukat ... geldi. Karşı taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalı avukatı..... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2001/432 Esas ve .... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2005/80 Esas sayılı dosyalarının takibi için vekil olarak tayin ettiğini, vekalet ücreti ve masraf olarak davalının banka hesabına 15.03.2006 tarihinde 75.000 USD karşılığı 100.123,00 TL ve davalının kardeşinin hesabına 23.02.2006 tarihinde 6.000,00 TL gönderdiğini, masraf ve vekalet ücretini peşin ödemiş olmasına rağmen davalının vekillik görevini yerine getirmemesi üzerine Adana 4. Noterliğince düzenlenen 06.07.2006 tarih ve 23795 yevmiye nolu azilnameyle davalı avukatı azlettiğini ileri sürerek, davalı tarafından iade edilmeyen toplam 106.123,00 TL'nin havale tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, 6.000,00 TL ye yönelik talebin pasif husumet yokluğundan reddine, 100.123,00 TL'nin dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, davalıya vekalet ilişkisine dayalı olarak vekalet ücreti ve masraflara ilişkin para gönderdiğini, davalının dosyaları takip etmediğini ileri sürerek, verdiği paranın davalıdan tahsili istemiyle eldeki davayı açmıştır. Davalı ise, davacı ile aralarında vekalet sözleşmesinin olmadığını, belirtilen davalarda davacının vekilliğini yürütmesi için bir anlaşmanın bulunmadığını, davacıdan avukatlık hizmeti kapsamında para almadığını, gönderilen paranın davacının sitesinden satın aldığı dairenin devri gerçekleşmeyince davacıya verdiği paranın iadesi olduğunu savunmuştur. Mahkemece, davalının iddiasını ispatlayamadığı, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davalının parayı iade etmesi gerektiği gerekçe gösterilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmişse de, havale bir ödeme vasıtası olup, var olan bir borcun ödendiğini gösterir. Bu karinenin aksini havaleyi gönderen şahsın ispat etmesi gerekir. Davalı savunmasında, vekalet ilişkisini kabul etmemiş ve gerekçeli inkarda bulunmuştur. Öte yandan havale makbuzlarında gönderilen paranın vekalet ücreti kapsamında verildiğine dair herhangi bir şerhin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu haliyle havale, paranın vekalet ücreti olarak gönderildiğini ispata yeterli değildir. Somut olayda, davalı vekalet ilişkisini inkar ettiğine göre vekalet ilişkisinin varlığını davacının kanıtlaması gerekir. İspat yükü davacıdadır. Dosya kapsamından davacı davalıya gönderdiği parayı vekalet ücreti olarak verdiğini yasal delillerle ispatlayamamıştır. Ne var ki, davacının delilleri arasında “..vs deliller” demek suretiyle yemin deliline de dayandığı anlaşılmakla davacıya davalı tarafa yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davalı yararına BOZULMASINA, 1350,00 TL duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin alınan 1.369,00 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.