Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 23263 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 15723 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı ... avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalılardan...’in vekili olarak diğer davalı aleyhine işe iade davası açtığını ancak kısa süre sonra...'in karşı tarafla habersiz olarak anlaşarak ve işe dönerek, davadan feragat ettiğini, vekalet ücretini alamadığını ileri sürerek, her iki taraf aleyhine 5.000TL'lik icra takibi başlattığını, davalılardan...'in 1400TL'yi kabul ederek icra dosyasına 1675,86TL ödeme yaptığını, geri kalanına haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, vaki itirazın iptaline, takibin devamına, icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, davalıların ... 3.İcra Müdürlüğünün 2013/3657E. Sayılı takip dosyasına yaptıkları itirazın 2.640TL üzerinden iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına (davalı ... Şirketinin sorumluluğunun 1.320TL ile sınırlı olmak kaydı ile), İcra dosyasına yatan 1.400TL'nin infaz sırasında dikkate alınmasına, asıl alacak üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine (davalı ... Şirketinin sorumluluğunun 1.320TL ile sınırlı olmak kaydı ile), davacının fazlaya ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiş; hüküm, davalılardan... tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre kararı temyiz eden davalı ...’in aşağıdaki bendin kasamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.2-Dosya kapsamından, davacının, akdi ve karşı yan vekalet ücretiyle masrafları talep etmek için davalılar aleyhine 5.000TL’yi ilamsız takibe koyduğu, davalılardan...’in 1.400TL’yi kabul ettiği, geri kalanına itiraz ettiği, dosyaya 1.675TL yatırdığı, diğer davalının tüm borca itiraz ettiği, davacının ise, 5.000TL olan toplam talebinden, dosyaya yatan bedeli mahsup ederek itirazın iptali davasını açtığı, harca esas değeri bu şekilde belirlediği anlaşılmaktadır. Oysa, davaya konu alacak taraflar arasında ihtilaflıdır ve tüm alacağın miktarı mahkemenin dosyaya kazandırdığı 16.07.2014 havale tarihli bilirkişi raporuyla 2.640TL olarak tespit edilmiştir. Bu durumda, mahkemece tespit edilen alacaktan davalı ...’in icra takibi sırasında kabul ettiği bedel düşüldükten sonra kalan kısım üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken, belirlenen tüm alacak yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi, icra dosyasına yatan bedelin ise infaz sırasında dikkate alınması gerektiğinin belirtilmesi doğru olmamıştır. Hemen belirtmek gerekir ki, takipten sonra-davadan önce ödeme yapılması halinde ödenen miktar yönünden dava açılmasında hukuki yarar bulunmadığından bu bakımdan hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmelidir ki, zaten davacı eldeki davada davalının icra dosyasına yatırdığı kısmı dava konusu dahi etmemiştir. Hal böyle olunca, açıklanan husus dikkate alınmaksızın, davalı yönünden daha yüksek miktarın hüküm altına alınmış oluşu, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle kararı temyiz eden davalı ...’in sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davalı ... yararına BOZULMASINA BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde davalı ...'a iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 14/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.