Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 23249 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 31783 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Tüketici MahkemesiTaraflar arasındaki sözleşmenin feshi-alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde taraflardan gelen olmadığından incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalı şirketle yaptığı 01/03/2011 tarihli sözleşme uyarınca, ... ili, ... ilçesi, 16540 ada 7 parselde yapılacak olan taşınmazın güney batı cephe 3. kattaki dairesini satın aldığını, taşınmazın en geç Eylül 2012 tarihinde teslim edileceğinin belirtildiğini, kat irtifakının 19/08/2011 tarihinde tesis edildiğini ama kendisine kat irtifakı tapusunun verilmediğini, davalının sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediğini ileri sürerek ıslahen, sözleşmede belirtilen bono bedeli olan 20.000TLnin dava tarihinden faizi ile tahsilini ve sözleşmeye binaen...r'da davalıya devredilen taşınmazın geri verilmesini, mümkün olmadığı halde, Anamur'daki taşınmaz için belirlenen 60.000TL bedelin tapu devrinden itibaren işleyecek faizi ile tahsilini; sözleşmede 5.000TL olarak belirtilen ancak bilirkişi incelemesi ile daha fazla olduğu tespit edilecek olan büt??n zararlarının dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle tahsilini istemiştir.Davalı, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir.Davacı, 01/03/2011 tarihli satım sözleşmesinin feshiyle, sözleşmeye binaen davalıya verdiğini geri istemekte olup, davalı sözleşmede belirtilen dairenin tapusunun davacıya zaten verildiğini savunmuş; davacı bu savunma karşısında, davalının verdiği iddia ettiği taşınmazın başka bir daire olduğunu, davaya konu sözleşmede bahsedilenin ise başka daire olduğunu, davalının belirttiği taşınmazın alımının peşin yapıldığını ve aralarında bu daireye ilişkin yazılı bir sözleşme yapılmadığını, o dairenin teslimine ilişkin bir uyuşmazlık olmadığını, uyuşmazlığın 01/03/2011 tarihli sözleşme uyarınca teslim edilmesi gereken daire hususunda olduğunu ileri sürmüştür. Mahkemece, taşınmazların devir tarihleri ve kronolojik sıralama gerekçe gösterilerek davalının savunmasına itibar edilmiş; davanın reddine karar verilmiştir. Oysa hükme esas alınan doneler yeterli olmadığı gibi, mahkemece yeterli inceleme yapılmadığı da açıktır. Şöyle ki, davacının iki ayrı daire aldığı iddiası özellik taşımaktadır. Hal böyle olunca, tüm tapu kayıtlarının ve ekleri olan sözleşmelerin getirtilmesi, gerektiğinde keşif yapılmak suretiyle, tapu kayıtları itibariyle davacıya teslim edilen dairenin hangi katta, numarada bağımsız bölüme isabet ettiği hususunun tespiti ve buna bağlı olarak iddia ve savunmaların karşılaştırılmasının yapılması suretiyle karar tesisi gerekirken, eksik incelemeye dayalı hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz olunan hükmün davacı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.